rachel corrie,
benim davasının sonuçlandığından az önce haberdar olduğum kadın.
adına yazılmış bir tiyatro oyunu var
bir internet sitesi
hakkında yazılmış,
okunmuş, unutulmuş binlerce yazı..
17 mart 2003'te
bir filistinli doktorun evini yıkmaya çalışan dozerin önüne geçerek
dozerin üstünden iki kez geçmesi sonucu
belkemiği kırılarak öldürüldü.
international solidarity movement üyesi,
ism.
yani uluslararası dayanışma örgütü.
amerika'nın eseri olan
dünyanın karşı duramadığı bir kıyıma
amerikalı kimliğiyle karşı duran bir barış yanlısı.
dünyanın refah düzeyi en yüksek olan yerinden,
washington - olimpia'dan.
öldüğü yer ise dünyanın en yoksul yeri ilan edilen bir kasaba.
neresi olduğunu bile bilmiyoruz,
daha büyük ayıp olabilir mi bizim için?
rachel, müslüman olduğu için damgalanan bir terörist değil.
dünyanın öbür ucundaki insanları koruyayım
bu şekilde prim yaparım diyebilecek kadar deli de değildi sanırım
evini, sevdiklerini
din kardeşi bile olmayan insanlar için terkeden biri.
neden?
çünkü insan.
biz dini vazifemizi yerine getiremezken,
haksızlığa susan şeytanları oynarken
o hepimizden daha insan.
amacını da annesine yazdığı mektupta şöyle anlatmış:
"evet, yine dans etmek istiyorum,
erkek arkadaşlarım olsun istiyorum,
iş
arkadaşlarıma karikatürler çizeyim istiyorum,
ama bunu durdurmak da
istiyorum.
burada gördüklerime inanamıyorum,
yüreğim dehşetle doluyor.
düş kırıklığı içindeyim.
dünyamızın temel gerçekliği bu olduğu için
düş
kırıklığı içindeyim.
bunu durdurmak istiyorum.
filistin'den
döndüğümde
uykumda kâbuslar göreceğimi,
burada olmadığım için
suçluluk
duygularıyla kıvranacağımı biliyorum.
bunları daha fazla çalışmaya
yönlendirebilirim.
buraya gelmek hayatımda yaptığım
en iyi şeylerden
biri oldu.
oraya geldiğimde deli saçması şeyler söylersem
ya da israil
ordusu beyazları vurmama konusundaki
ırkçı eğilimlerinden vazgeçip
bir
şey yaparsa şu yargıya varmakta hiç tereddüt etmeyin:
dolaylı olarak
desteklediğim
ve hükümetimin başlıca sorumlusu olduğu
bir soykırımın
göbeğindeyim."
helal olsun dedin dimi okuyucu?
ben defalarca dedim..
rachel corrie'nin adı
12 mayıs 2010'da
bir yardım gemisine verilerek
Özgür Gazze Hareketi için Filistin'e gönderildi,
israil gemiye de saldırdı..
beklemezdiniz değil mi?
münasip yerlerimle güldüm.
peki amerika herkese ahkam keserken
kendi vatandaşı için bugün ne yaptı?
sustu.
israil,
"rachel suçluydu, atlamasaydı dozerin önüne"
derken amerika,
bizlerin yıllardır yaptığı şeyi yaptı ve sustu.
bu bize neyi gösterdi?
israil'e dur diyecek hiçbir şeyin kalmadığını.
zaten iki uçlu çubuğun iki ucuydular,
aynı olduklarını bir kez daha gördük.
rachel olanları dünyanın öbür ucundan gördü
herşeyini bırakıp
sadece insanlık için savaştı.
ben sözlüğe bunu anlatan bi yazı yazdığımda
"yahudiyi hristiyanı savunma
sen ne biçim müslümansın"
temalı mesajlar aldım.
dini kimliğimi insani kimliğimin
önüne geçirmeye çalışıyorum çoğu zaman,
bu benim nefsimle rabbim arasındaki muhasebe.
ama bana bunları söyleyen insanların
kendilerine dönüp
peki ben ne yaptım o zaman diye sormaması,
bir hristiyanı yüceltme derken
ben müslümanım da ne b.ka yaradım bu davada
hadi bu zamana kadar yaramadım şimdi napıyorum dememesi
çok ironik..
ben şimdi ateşli bir aktivist mi olacağım?
maalesef, maalesef ve maalesef ki hayır..
çok isterdim.
bi de neyi çok istiyorum biliyo musun okuyucu?
bu ziyanın, yıkımın durmasını falan geçtim
rachel'ın müslüman olarak ölmüş olmasını
o kadar istiyorum ki..
biz din kardeşlerimiz için karpuz büyütürken
bir insanlık kahramanının
bir müslümanlık kahramanı olmasını..
ırak'ı işgale giden dostlarına,
amerika'ya yalakalık ve köpeklik yapan
biz de dahil tüm diğer milletlere,
din kardeşi açlıktan ölürken
paramı nerelere harcasam diye düşünen biz aciz müslümanlara karşı
(söylemekten utandım..hadis bile var ulan.)
tek başına kutsal topraklarda
hayatını feda eden bi kadın.
paranı aklamak için
her şehirde bir okul açmak mı hizmet?
oturduğun yerden
dinimiz böyle emretti demek mi?
bak sadece buna gücün yetiyorsa,
o zaman hizmet ehlinin en üstünüsün.
ama çoğumuzun gücünün
çok daha fazlasına yeteceğini biliyorum.
don kişotluğun sökmediğini biliyorum.
israil'den neden daha fazla nefret etmem gerektiğini.
otu çöpü filmlere konu eden hollywood'un
neden sessiz kaldığını.
ara ara rachel'ın yazdıklarını
tekrar okumam gerektiğini.
rachel'dan çok daha fazlasını yapan bazı müslümanların
çok daha acımasızca öldürüldüğünü.
bu kadına ve daha fazlasına borçlu olduğumu biliyorum.
hayatıma anlam katmam gerektiğini.
bir de bu yazımın prim yapmayacağını,
makyajlı bir surat yerine
rachel'ı gören çoğu insanın
açıp okumayacağını
çok daha fazlasının tanımayacağını biliyorum.
ama yazdım.
bloğumun sağ tarafına koyayım
her gün bakayım
ne arakan gibi olsun, ne suriyeliler gibi,
unutmayayım diye.
ben bu yazıyı,
kendim için yazdım.