31.3.12 5 yorum

family portrait

pink böğürse hayranlıkla dinlerim ben.
(ne kadar elit bi müzik zevki azizim..)
ama bu şarkıyı dinleyene kadar hiç böyle söylediğine tanık olmamıştım. 
minik kızı görene kadar da böyle bi oyunculuk görmemiştim.
o nasıl bakmak velet. o nasıl ağlamak.
buraya yazıyorum, kesinlikle oscar alacak bi gün.
en di oscar gooz tu kelsiy lewiz dendiğinde bu satırları hatırlarsınız.
(evet jüride ben varım.)
sanırım ilk kez 13 yaşında izledim bu klibi, tam çıkaramıyorum
ama yıllaaar yıllardır klibi zihnimden hiç çıkmadı.
nerde hangi kısmını duyarsam duyayım klip gözümün önünde dönüp durdu.
kafamda sürekli mutlu aileler birlikte cornflakes yiyenler mi sadece?
şeklinde saçma sorular şekillendi.
mutsuz ailelerin çocuklarının sonu hep böyle mi olur?
hiç mutlu aileler kuramazlar mı?
yoksa neyi yapmamaları gerektiğini çok mu iyi öğrenirler?
cevapları bilmiyorum ama bildiğim bişey var ki;
kimseye hayatlarını teslim edebilecek kadar güvenemezler.

 
bana canlı söylesin diyenler için:


30.3.12 2 yorum

because normal is boring.


0 yorum

göksel / acıyor

çoğu şarkısına ciddi anlamda aşığım ama bu bi değişik olmuş.
kesinlikle istanbul'un şu anki havasının şarkısı.
ilk kez nakaratını dinledim, sözlerini yazarken bebekliğine mi dönmüş acaba 
bu ne acıyo acıyo dedim amma lakin ki
ölürsem yalnızlıktan ve senin kötü kalbinden diye bir başladı..
ardından kurşuni renkleri dinle dedi, sonra kardam adamları,
sonra da depresyondayımla overdose.
yapmadım.
bahar geldi sema dedim dur.
(demesen herkes ağlıyodu şimdi tüh.)
iki milyon iki yüz yetmiş üç bin dört yüz on dokuz kez izlenmiş youtube'da.
bi milyonunu ben izledim zaten:)

1 yorum

kim buldu bu mint rengini?

evet canım hanginiz buldunuz?
minnettarım.
yapılır ki bu.
ben soldaki halini tercih ettim,
sağdakini isteyen yapsın:) 


4 yorum

allahım daha çok ver.amin.

ince bilekleri olan insanlar bilir ki elden düşmeyen bileklik bulmak çiledir
(evet dünyada başka dert kalmadı.)
bu yüzden naaparlar? elbette kendi bilekliklerini!
istanbul'da yaşayıp incik boncukla ilgilenenlerin her ahval ve şeraitte huzur bulduğu bi yer vardır. eminönü marputçular hanı
(geçen gün yuoo harpuççular oranın adı diye ısrar ettiğim kişi, öperim.)
gittim, dünyanın ıvır zıvırını aldım ve bazılarından şu sonucu elde ettim.
yetti mi? hayır.
en kısa zamanda o fileden alıp elli tane kadar daha yapmam gerek.
resimlerden belli değil ama kırık kum boncuk kullandım,
parııııl parıl parlıyolar maşallah (:




1 yorum

ağzımdan çıkanla kulağımın duyduğunu birbirine karıştıran şarkı!

ben bunu söyleyen adamlarla ev arkadaşı olmak istiyorum.
gece gündüz eriğe düşelim saçma sapan şarkı söyleyelim.
parça 17. bölümden beri falan telefonumun melodisi,
bazen aranınca açmama sebebim budur (bunu da burdan duyurdum oh).
1.33te ismail abinin, 1.41de yavuzun,
2.04te mecnunun ağzını burnunu sevgiden yamultasım geliyo.
bunlar albüm çıkartsın internetten indirirsem ağzım kırılsın.
ismail abi senin "limana kadağğ" diyişini yesinler!
 dumanı çekme efektini eriğin ekşiliğine bağlamayı akıl eden zihniyetin, 
arkasından onur ünlü'nün, burak aksak'ın önünde saygıyla erik yiyorum.




 
29.3.12 5 yorum

minyatür kurabik

kurabiye sevmeyen insana gelsin bu postum. kurabiyenin her türlüsüne bayılırız. bi de minyatürle uğraşıyosak arada sırada, yapımı çok basit bi tarif geliyo. malzemeler: fimo hamuru.

2 yorum

pazartesi perşembesi

insan haftanın ortasında iki gün okula gitmeyince işten güçten uzak kalınca bi de üstüne gezip tozunca okula gittiği perşembe gününü hafta başı sanıp şöyle eğlenceli bi parça için post atayım da hafta güzel başlasın diyebiliyormuş efendim. 

sanki pazartesiymiş gibi kalktım sabahın altısında, bu hafta kimse aç kalmasın allahım dedim üç tepsi börek yaptım (evet üç tepsi börek tüm somali'ye yeter.). güneşi bi saniye bile kaçırmamak için hava karanlıkken giyindim, en çiçekli eşarbımı taktım en hafif kokumu sıktım koştur koştur dışarı çıktım (miami'ye falan gitmiyorum, kapkaranlık kimyasal kokularıyla dolu bi laboratuvara gidiyorum..)

bi kahve delisi olarak üçü bi arada falan gibi paket kahve tercih etmem. zor anların kurtarıcısıdır benim için, asla emek verilerek yapılmış kahvenin tadını tutmaz. amma lakin ki öyle değilmiş. cafe crown'ın bi lattesi var ki ennnnnnfes. o saatte açılan bi market buldum latte yoktu fakat nestle'nin 16lı sıcak çikolata kutularında hediye olarak çikolata desenli kupa vardı o kadar da sempatik ki beni bi hafta mutlu etmeye yeter..

patlamış mısır ağaçlarını gördükçe allahım lütfen bu hafta böyle geçsin dedim.. sonra okula geldim ve farkettim ki bugün perşembe..

tüm bu şapşallık sürecimde dilimde ne vardı dersiniz?



3 yorum

no never again no never again!

ben bu şarkıyı dinlediğimde bi arabaya atlayıp deli gibi hız yapayım istiyorum
manevi sıkıntılardan fiziki olarak uzaklaşabilmek için.
no mooore no never again noo never again diye bağırırken hepsi asla gelmemek üzere gidicekmiş gibi..
hem gülümsetip sakinleştiren hem adrenalin salgılatan bişey
zamanında pek severdim..
radyo eksenin yıllar önceki tanıtımında ilk dinlediğimde nefes almayı bırakıp vay anasını demiştim, bu kim?!
 sonra reklamlara marşlara alet oldu
dinlemekten vazgeçtim
tam olarak iki dakika önce dedim ki; tam zamanı. 





28.3.12 2 yorum

biri bana maaş bağlasın ben ayakkabı alayım

ya da o hayırsever kimse hiç zahmetlere girmesin direk bunları alsın

aslında kolaylıkla yapılabilir (:





27.3.12 3 yorum

wedding dresses

şimdi ben oldum olası nişan-düğün formalitelerinden nefret ederim. kız arkadaşlarım ağızlarından salyalar aka aka ufka bakıp hayaller kurarken ben enselerine şaplak indirip ehehe diye pis pis gülen kişi oldum hep. 

gelinliğim şöyle olmalı eteği böyle inmeli kaşı gözü kara olmalı diye hülyalara dalan insanlarla mütemadiyyen dalga geçmişimdir (aferin iyi halt!). 

nitekim 22 yaşıma geldim ve  3 yaşından beri bunu düşünenlere kıyasla aklımda bırakın gelinlik modeli, gelinlik giymeye dair tek bir düşünce bile yok. 

düşünüp yıllar öncesinden planlayanları da görüyoruz; allar pullar danteller parıltılar içinde yok oluyolar (bir değil iki değil üç değil üç buçuk hiç değil tam tamına dört detay! evet yanlış duymadınız bir fiyatına dördü birden!). 

birbirlerinden farkları yok. toplu düğünle evlenseler damatlar yanlızca belinde fındık kadar beni olanları ayırt edebilir, o derece. çoğunun makyaj konusuna girmek bile istemiyorum hiç (elbette benim üstüme vazifeydi ne sandın!). 

bi kere gelinlik beyazdır, şişman gösterir. namus beynimizde diye yırtınan kadınların masumiyeti nasıl renge indirgediklerini çözebilmiş değilim (kadınların herşeyi çözüldü bi bu kaldı sayın yetkililer). 

hatta renklerin yok o yas rengi bu hüzün rengi bu mutluluk rengi diye ayrılmasını da anlayamıyorum bence mutluluğun rengi kahverengidir bebeyim bi çikolata rengi en önemlisi "kahve" rengi. toz pembe neymiş. 

neyse konumuz gelinlik (siz zaten farkında değildiniz ben söyledim öğrendiniz evet.) şimdi insanların çoğunun sosyal statülerini göstermek adına hindilenerek ve "paramla rezil olurum çünkü ben zevksiziiiim" diyerek giyindiği modelleri bir kenara bırakacak olursak, yukardan anladığınız kadarıyla gelinlik konusundaki tutumu aşikar olan bana bile uuu kim tasarlamış ki aceba dedirten bir takım esrarengiz oluşumlar gördüm. 

bazısının eteğini beğendim bazısı için ben yaparım ki bunu dedim. 

"yakınlarda evlenicem ve semmmazıım zaten ben hiiç moda dergisi-blogu, eş dost akraba tavsiyesi, vitrin bakması falan bilmem illa da sen fikir ver" diyeniniz varsa (hadi hadi vardır utanmasın) aşağıdakinlerine bi göz gezdirsin derim. 

zira amaç masumiyetse, farklılıksa, kremalı pasta gibi görülmekse bence bunlar biçilmiş kaftan:)  
















renkli isteyenler için tarkan'dan geliyor:







26.3.12 2 yorum

istanbul efendisi - benli

kim ne derse desin. 
üç kere gittim on kere daha giderim bu oyuna ben.
çağlar çorumlu'ya para yediririm gel bizde oyna naaalır diye yalvarırım hatta.
tüm servetim(!) onun olsun!

4 yorum

en son ne zaman nefes alamadık?


senelerce olmasını ve olduğunda kutlamalar yapmayı beklediğin olayları kuru bir hayırlı olsunla geçiştirdiğinde..

öylesine "keşke biri bana papatya alsa" dediğinde seni mutlu etmek için evine papatyalar gönderen arkadaşının gözünün içine bakıp "mutlu musun?" demeyeli ne kadar zaman olduğunu sayamadığında..

ve en son kimin gerçekten senin için bişy yapmaya hazır halde mutlu musun diye sorduğunu hatırlayamadığında..

zaman denen şeyin aslında ne kadar önemsiz olduğunu, sevdiklerine ayırmadığında ne kadar boş geçtiğini, kazandırmadığını yıprattığını sadece üzdüğünü farkettiğinde..

zamanından önce büyümek zorunda olduğunda..

birlikte büyüdüğün birlikte uyuduğun insana öğle arasında beş dakika ayırabilmeyi lüks saydığında ve "çok vaktini almayayım" cümlesini kurarken için acıdığında..

yemeği nerde yiyelim sorusunun yerine resmi hediyeler konuşulduğunda, evinden aldığın dostunun evinin yolunu unuttuğunda, saçının teli havalansa farkedicek kadar çok vakit geçirdiğin insan  saç rengini değiştirdiğinde eski rengini hatırlayamadığında..

noktayı koyacak kadar sağlam duramadığın ve üç noktanın belirsizliği altına girmeye cesaret edemediğinde..

herkes diğerinin hayatının dışında kaldığında
ve sen sessiz sedasız kabuğuna çekildiğinde..
25.3.12 4 yorum

biz çoktan unuttuuuuuk dünya dedikleriniiii

her ahval ve şeraitte dinlenecek bi şarkı varsa budur efendim.
mutluyken, üzgünken, gerginken.
ayrılık öncesi/sonrası.
uyurken, uyanırken.
bangır bangır.
evvet kesinlikle budur. 
dağılsalar da hayatımın sonuna kadar dinlenesi bu albüm.
 

sakin - edepsiz komedya
23.3.12 2 yorum

enn romantik abajur

 
birazcık yapma çiçek birazcık sıcak silikon 
birazcık renk zevki..
ben yapsam eminim papatyayla yapardım..
yapsam mı?

21.3.12 21 yorum

to do list

  1. çizmeye tekrar başla
  2. dünyaya gelen göktaşı var mı bi bak
  3. seramik kaftanlardan tasarla
  4. tezini bitir.
  5. daha fazla yeşilçam filmi izle
  6. tez zamanda sefere çık (yanına sefer tası almayı unutma)
  7. yeniçerilere bahşiş ver
  8. kolağasına kol böreği, subaşına su böreği ısmarla
  9. viyana'ya operaya git
  10. hollywood'a sinemaya git 
  11. rio'ya karnavala git
  12. erdal bakkal'a çaya git
  13. ispanya'ya el clasico'ya git
  14. tezini bitir.
  15. discharge nasıl yapılırmış iyi bi öğren
  16. 7 kişiyi anime izlemeye alıştır 
  17. aynaya daha çok bak, her baktığında gülümse.
  18. golluma bağladın. azcık çık dolaş.
  19. 10 zaman için 10 kitap okuma.birini yanında taşı onu bitirmeden diğerine geçme
  20. her zıkkıma gözün dolmasın.
  21. daha sık daha derin daha anlamlı nefes al
  22. nefesine kadar paylaş
  23. tezini bitir.
  24. birine çiçek gönder
  25. birine sana papatya alması için baskı yap.evet efenim bildiğin baskı.
  26. teleferiğe bin.
  27. ağlayana kadar gül
  28. hediye etmek için çerçeve tasarla
  29. cupcake kursuna kaydol
  30. doughnut kursu falan da bulsan tadından yenmez.
  31. bi dolgu topuklu siyah ayakkabı al
  32. ve siyah portföy.
  33. muhakkak mint rengi çantalardan al!
  34. tezini bitir.
  35. bi tencere sarma yap dolaba at
  36. 100. izleyicin şerefine çekiliş düzenle
  37. o muhteşem ekibe bütün servetini ver, istanbul efendisi- tarla kuşuydu juliet ve şark dişçisini peşpeşe oynasınlar
  38. süte eti cici bebe kat ye onu bi güzel
  39. arada beynini çıkar formaldehitte dinlendir
  40. midene sancılar sokan insanlardan uzak dur
  41. milyonerde aranacak kişilerin listesini yap
  42. tezini bitir.
  43. uno'nun elmalı tarçınlı kurabiyesi çıkmış da efendm nefismiş de bilmem neymiş al ondan muhakkak.
  44. közlenmiş patlıccan salatası yap
  45. kuzenlerine toka al hep
  46. "çok daha önceden hak etmiş olsa da geç kalmış sayılmazsın, git at o tokadı" diyen iç sesini dinleme. şiddete hayır.
  47. barışalım ya da daha konuşmayalım diye tutturma sırf için rahat etsin diye. bırak dağınık kalsın.
  48. hiç sevmediğin bi mağazaya arabayla dal. camlar haşır huşur kırılsın. fonda pretty woman, yüzünde dev gibi bi sırıtma. ama önce hasarı ödeyebilecek parayı biriktir.
  49. yuri bilge'den depresyon hırkasını ödünç al
  50. mısır konservesine kaktüs ek.
  51. daha güçlü daha sakin daha kararlı ol.
  52. köprüde yürü
  53. dünyayı ele geçir. nıhaha.
  54. tüm şehirlere deniz götür.
  55. bi gün okula elinde elektrikli testereyle git.
  56. tıka basa dolu bi yürüyen merdivenin en tepesinden kendini milletin üstüne bırak
  57. yıldızları görebileceğin bi yerlerde uyu
  58. trene bin, ineceğin yerde atla. tren durmadan.
  59. nobel kazan (çocuk oyuncağı zaten!)
  60. çivi çakmadan tablo asabilmenin yolunu bul.
  61. zamanında dublajlı izlediğin tüm filmleri orjinalinden izle
  62. balkona çık da bi balkon konuşması yap
  63. bi şişe suya bahar dalı koy
  64. zincirli yastıklardan yap
  65. bayramda kapıyı çalan veletlere birer kilo nutella ver
  66. ssg ile tanış
  67. elseiver'a editör ol
  68. kuzucuk kılıklı bi cüzdan yap
  69. lemmings oyna, doom oyna, insanitarium oyna.
  70. yüzüstü yatmaktan vazgeç
  71. bangır bangır paint it black dinle
  72. yapılacaklar listelerini düzenle, hepsini bi yerde topla.
3 yorum

ruhum hep desenn desenn

pentinin aile içi şiddete karşı 8 ünlüye tasarımlar yaptırdığını biliyorduk
fakat çorapları ve mesajları görmemiştim:)
şebnem bozoklu'nun tasarımına da mesajına da bayıldım!


 Kenan Doğulu:
Bugün uyandığında dünya için, toplum için ne yaptım diye düşünme. Bu çorabı giydin ya, sessiz kalmadın, çorbada tuzun var artık. Sesini duyuramayan binlerce mağdur kadının yalnız olmadığını hissettirdin. Kadına uzanan ellere bir küçük tokat da sen attın. Hem de sadece ufak bir hareketle. Tabii her zaman daha fazlasını yapabilirsin unutma.

Kadınlar kutsaldır ve en yüce varlık anneler sevdikçe, sevildikçe daha güzel ve barışçıl insanlar getirecekler bu hayata.

Çorabını güle güle giy. Dilerim her giyişinde sende ve çevrende tatlı bir tebessüm uyandırır...

Çağatay Ulusoy:
İnsan olabilmek için..Erkek olmanın kadına el kaldırmak değil,elinden tutmak olduğunu anlatabilmek için...

Başta anneme,gelecekteki eşime,sokakta yanıma gelip sarılan teyzelere,bugünün genç kızları yarının anneleri olacak sevenlerime,kısacası etrafımızdaki tüm kadınlara olan minnetimi gösterebilmek; borcumu biraz olsun ödeyebilmek için.. Aileiçi şiddet her ne kadar tüm aile bireylerinin mağduriyetini kapsasa da,mağdurların çoğunluğunu kadınlar oluşturduğu için biraz daha buna ağırlık vermek istedim..

Bu kampanya doğrultusunda elde edilecek gelirle yeni sığınma evleri oluşturulabilir,acil yardım hattına destek sağlanabilir ve belki bir çocuğun minicik bedeni,psikolojisi iyileştirilip; kendine olan güvenini,özsaygısını kaybetmekle karşı karşıya olan bir kadının elinden tutulabilir.. Ve biz belki o zaman insan oluruz..

Pelin Karahan;
Sizler için çok severek yaptığım bu 'tatlı' tasarımı umarım beğenirsiniz. Bu çorabı giydiğiniz her yeni gün hayatınızda yepyeni tatlarla tanışmanız dileğiyle.

Erdil Yaşaroğlu:

?Bu çorabı giydiğin zaman güzel ve esprili bacaklara sahip olacaksın. Tüm geliri Aile İçi Şiddet Hattı'na aktarılacağı için, bu önemli konuda çözümün parçası olmaya da katkıda bulunmuş olacaksın. Herkes bu güzel, esprili ve duyarlı kıza bayılacak... Ammaaan sen bana bakma. Çorabı alıp destek olduğun için sevindim, saçmalıyorum işte hehee?

Şebnem Bozoklu:
" İki çizgi çek. Kendin ve güvenin için ! "

Berna Laçin:
Severken ve sevilirken 'Şans Yoncanız' sizinle olsun.

Tasarımcı Özlem Süer ise Mevlana Celaleddin Rumi'nin dizeleriyle mesaj verdi
Sevgide güneş gibi ol,
Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,

Hataları örtmede gece gibi ol,
Tevazuda toprak gibi ol,

Öfkede ölü gibi ol,
Her ne olursan ol

Ya olduğun gibi görün,
Ya da göründüğün gibi ol
20.3.12 3 yorum

kendi yolumdan..



artık sevmemen gerektiğini anlatan biri vardır karşıda.
uğrunda kendinden vazgeçtiğin, umursamazlığı ile kaç zamandır iç acıtan.
sevildiği kadar sevmediği ortada.
hatta bazen her davranısı ile yoran, yıpratan...
"her seye rağmen"dir bir süre onun için yapılan her sey.
gözlerinde ilk zamanlardaki coşkuyu görmek için.
mutluluktan uctugu zamanları tekrar yakalayabilmek için.
eskisi gibi olsun diye her sey.
ve bir gün yorulduğunu anlarsın.
onu yanında tutmaya çalışmaktan, tutamamaktan.
mutlu etmeye çalışmaktan, başaramamaktan.
onun için yeniden "vazgeçilmez" olmak için uğraşmaktan, olamamaktan.
tuhaf bi hissizlik.
önemli de değildir artık ne düşündüğü, ne yaptığı, ne hissettiği.
üzülür önce, anlayamaz, hatta belki sinirlenir.
ama önemli değildir..
için acır biraz..
döner gidersin yoluna, çok fazla geriye bakmadan.
Kendi yolundan...
1 yorum

sen susarsın.


biz silsek de bazı şeyleri, hayat kaydetmeye devam ediyor..
söylenenleri de, söylenmeyenleri de,
niyet edilip söylenemeyenleri de, söylendiği için pişman olunanları da,
söylenemediği için iç çekilenleri de..
hayatın kelimeleri, insan telaffuzundan daha zengin bu yüzden..
yani susmak, bazen en teferruatlı ve manalı konuşma olsa gerek.
sen susarsın, hayat anlatır...
sen susarsın, hayat kaydeder...
sen susarsın, hayat hiç susmaz.
17.3.12 6 yorum

yaşasın şehla tavşan!

bana bundan alanın kırk yıl kölesi olurum! 
elbette şapkadan değil bebekten bahsediyorum.
şapka ise az buçuk örgü bilen herkesin basitçe yapabileceği türden..


16.3.12 0 yorum

bir boşluk ki asla bitmeyecek..

göğüs kafesinde yeri dolmayan bi boşluk oluşur.
kökleri en derine inmiş kocamaaan bi ağaç sökülmüş gibi.
"yaralayanla yaralarını saran aynı kişi olabilir mi?" diye sorarsın.
cevap gelmez,cevap vermek için çaba harcanmaz.
kendini alıp gömmek istersin.
aldığın her nefeste, nefessiz kalıp boğulmak uğruna olsa bile soluğunu tutup tutup keşke deme sebebindir.
belki geçer diye..
ama bilirsin; bir boşluk ki asla bitmeyecek..


15.3.12 4 yorum

ennnfesto!

bu nasıl bi fikir bu neye dayanarak gölgelerle oynamak 
bu nasıl ayarlamak bilmiyorum ama 
bilen, yapan, ohooo bu da nemiş çocuk oyuncağımış diyen varsa
nooolur bana da öğretsin!


14.3.12 4 yorum

mektup yollasak..

kalp şeklindeki kağıt delgeçlerden ediniyoruz, burdan falan mesela..
sonrası resimde mevcut zaten (:


1 yorum

he?



hayvanlar gibi mantıksız hareket ettiğimiz, 
birbirimizi kırdığımız, 
çaba harcamayı "hak edene" gösterdiğimiz bu devirde; 
iletişimin ve hoşgörünün gücüne inanmayıp dünyayı birbirimize zehir edelim. 
hayattaki en ufak zorlukta isyan edelim. 
hep depresif gezelim. 
olur mu?
11.3.12 2 yorum

isyeean!

kusar gibi söyleyen onlarca insana, 
gittikçe iğrençleşen espirilere konu olmasına,
dertsiz insanı bile dertlendirmesine rağmen..

belki bin kere dinlemiş olmama,
belki sevmediklerim tarafından bin kere söylenmiş olmasına rağmen..
içimden başka bişey gelmiyo.
sadece

İİİİİİİİİİİSSSSSSSSSSSSSYEANNNNNNNNN!


PS: http://www.isyeean.com/
koyun canını senin!
10.3.12 2 yorum

snowglobe

makastan ellerimiz, dünyanın her yerinde ice dance..
 bi johnny depp bi winona ryder..
maalesef tim burton filmi içinde olamadığımız için edward scissorhands izlerken snowglobeumuzu kendimiz yapalım diyoruz.. 


iki kavanozun kapağına hayatın anlamı sıcak silikonla iki figür monte ediyoruz
(en kişilikli figür kız kulesidir!)
kavanoza simlerimizi, distile suyumuzu, bi iki damla gliserinimizi ekliyoruz
sonra iş güç gelen giden arasında kalan tüm dakikaları karların düşmesini izleyerek geçiriyoruz:)





9.3.12 2 yorum

coffee solves everything..

 
en büyük bağımlılık
kulaklık ve kitabın vazgeçilmez tamamlayıcısı
büyüklerin ninnisi, olmadan uyunmayanı, yalnızlığı paylaşanı.
günün ilki, ortası, sonu..
harikulade bir başyakıt.


6.3.12 2 yorum

i wanna hold your hands!

yanında eli tutulabilecek hiç kimse olmadığında bile dinlendiğinde gülümseten şarkıdır. 
o kadar mutlu mesut eder ki;
 insan neden ben de birine bunu söyleyemiyorum diye düşünecek zamanı bile bulamaz. 
şarkı biter,zaman geçer akla gelir bu düşünce,orası ayrı.


(PS: pushing daisies de enfesti bu arada..
saftı, masumdu, 'can't touch this'ti..
bireysel / toplumsal mesaj - raiting kaygılı dizilerin arasından parlamış bi masaldı..
tim burton kadar rüya, amelie kadar tarif edilemezdi..
elma şekeriydi, bebek mavisiydi, müüüüüükkkemmeldi..)

2 yorum

ateşböceklerinin mezarı.

en değerli eşyalarım, 
biraz önce yediğim yemek, 
gözümden sakındığım kitaplarım, 
(gereksiz ve utanç duyulasi liste uzar gider)....
hepsinden setsuko için vazgeçebilirim. 

 

kucuk cocuklar seyretmesinler.
uzulmesinler. 
okula baslarken zorluk cekmesinler.
 buyukler seyretsinler.
aglasinlar.
 animeseverler kacirmasinlar.
 ya da animeseverim demesinler.
4.3.12 0 yorum

"...çevremdekiler hayatta olduğum için çok sevinmişlerdi.
bense üzgündüm ve onlara yorgun olduğumu söylemiştim."
Küçük prens..

yetişkinler daima yorgundur.
şimdi büyüdüm, bende yoruldum.
onlara söylemiyorum bile hayatta kaldığım için sevindiklerinde; aslında üzüldüğümü, az önce ağladığımı, sonra öldüğümü.
onlar nerden bilecek ki.yere çakıldığında değil, düşerken ölür insan.
ama onlara söylemiyorum. korkma bu bizim sırrımız.
sadece yorgunum diyorum sonra uyur gibi yapıyorum..
3.3.12 2 yorum

geri dönüşük

önce içinde desenler olan bir kitap ve bu desenleri sergilemek istediğimiz çerçeveler buluyoruz.
hiç bi kitap kesilmez amma lakin ki bazen öyle değildir. 


sonra kafamıza göre ojelerle boyuyoruz kum boncuklar yapıştırıyoruz.
mükemmmel fotoğraflar tablöler alıp asmaya paramız yok mu? tabi ki var.
ama çok stresliyiz, atmamız lazım.


stresimizi atıp bu işten sıkılınca çerçevelere yerleştirmek üzere kesiyoruz


end di oscar gooz tu my walls:


2.3.12 8 yorum

kızlarınızı iyi yetiştirin..

Kızlarınızı iyi yetiştirin.
Kendi kendilerine yetmeyi öğretin.
Namuslu olmanın yürekten geçtiğini öğretin.
Evden çıkar çıkmaz ilk köşede eteğinin boyunu kısaltmasına gerek olmadığını öğretin.
İnsanın ahlakının sadece kendi beyninde olduğunu öğretin.
Kıskanılmanın sevilmeyle aynı olmadığını,
Kıskanılmanın güzel, saygısızlığın kötü olduğunu öğretin....
Beni çok kıskanır, dışarı çıkarmaz, şunu bunu giydirmez diyen adamla gurur duymamayı bunun aslında kendine hakaret olduğunu öğretin.
Arayıp neredesin kiminlesin diye hesap soran insana seni tanımadan önce nasıl davranacağımı bilmiyor muydum demeyi öğretin.
Eşlerini aldatan erkeklerin yanındaki ikinci kadın olmamayı öğretin.


Oğullarınızı iyi yetiştirin.
Karşı cinse saygı duymayı öğretin.
Gece yarısı evine dönen kadının "aranmadığını" öğretin.
Dokunmaktan korkmamasını öğretin.
Sevmenin değer vermek demek olduğunu öğretin.
Sahip çıkmayla sahibi olmanın farklı olduğunu,ikincisine hakkı olmadığını öğretin.
Bulunmaz Hint kumaşı olmadıklarını; olsalar bile burun silinen mendillerin de kumaştan yapıldığını; hiç kimseyi küçük görmemeyi öğretin.
Ama bunları öğretmeye önce içinizdeki çocuktan başlayın..
 
;