8.5.17 4 yorum

kadın dediğinin

bazen diyorum ki okuyucu;
kadın dediğinin
şu hayatta neyi neden savunduğunu biliyo olması lazım.

sırf öyle yetiştirildi,
öyle bi çevreye girdi veya en kötüsü
karşısındaki öyle düşünüyo diye değil
sevdiklerini savunduklarını ölçerek tartarak
iyisiyle kötüsüyle bilmesi lazım.

biraz kaliteli durması lazım.
tek konuştuğu başkasının evi arabası kıyafeti olmamalı.
empati kurabilmeli, imtina edebilmeli,
yüzü kızarabilmeli.
gülerken anırmamalı, ağlarken sürünmemeli.

kitap okumayı hobi sanmamalı mesela.
onu 24 saatinin parçası sayıp
sağlam hobiler edinmeli vaktinin,
imkanının elverdiği ölçüde.

kalıplara sokmuyorum asla,
sokabilsem kendimi sokardım.
bak dış görünüşünden de bahsetmiyorum.
bırak tırnakları kırılmış olsun,
saçını taramamış olsun o gün.
kadın dediğin fiziğine tipine dikkat etmeli demiyorum.
ruhunu beslemeli bana kalırsa.

ki ruhunu besleme eğilimi gösteren ilk kişiye bağlanıp
köleleştirilmeye izin vermesin.
önce kendini, sonra kendinden çok karşısındakini önemseyen
çocuklar yetiştirebilsin.

ki mutsuz annelerin çocukları
kendi kendilerine mutlu olmaya çalışırken
yanlış yollara sürüklenmesin.
düzgün insanları hayatına almayı bilsin.
çocukluğundan, gençliğinden
sağlam dostluklar taşısın geleceğine.

bol bakışmalı hiç aksiyonlu aptal dizilere harcadığı zaman kadar
evindeki insanların gözüne de bakabilmeli.
nasılsın diye sormalı sahiden merak ederek,
ihtiyacını derdini bilmeli.

ama en çok ne bilmeli biliyo musun okuyucu,
tüm bunların karşılığını bulamayacağını.
bunları dünyayı daha güzel bi yer haline getirmek için,
aynı muameleyi göremeyeceğinin farkında olarak
yaptığını bilmeli.

kendi için mutlu etmeli,
kendi için mutlu olmalı.
çünkü temeli bencilliğe dayanmadıkça
kadına mutlu olma hakkı bu dünyada yok.









 
;