8.9.14 11 yorum

doğum çantasının kol çantasından farkı nedir vol.1


iyakşamlar okuyucu,
her nerede yaşıyor veya yaşatılıyorsan.

şaka şaka. naber?

doğum yaklaştı aman da ben burlarda tekim
bi tanışım bi komşum bi arkadaşım yok
ya gündüz doğum başlarsa naparım hastane ne biçim uzak korkusuyla
anneme taşınıverdik yine biz.

yazık adamlar bi kişi gönderdi iki buçuk geri aldı.
allahtan yüce gönüllüler de
kapıyı çalıp direk biz geldik diyebiliyoz.

hatta onlar evde yokken taşınıp
geldiklerinde "a aa siz mi geldinizdi" de diyebiliyoz.
böyle de kendini bilmezlik.

aslında eskisinden çok çok daha fazla boş vaktim var,
okulu dondurdum tezim yok. bu blogda en az on tane
"bu akşam tez bitiyo azmı cezmi kasteyledim" temalı post bulabilirsin okuyucu.
ama bi tez bulamazsın, işte o sebepten dedim bari dondurayım
boşuna harç ödemeyelim.
ama doğru düzgün yazmıyorum, sürekli bi işler peşindeyim.
uu arada böyle gizliliklerim vardır.

neyse işte biz doğum çantamızı sırtladık geldik.
aslında bu postun teması da bu;
mantıklı bi doğum çantası nasıl hazıllanır.

zira internette yaptığım onlarca saatlik araştırmalar sonucu
şaka şaka yok öyle bişey.
bakıyorum ilk bi iki madde tırt,
kapatıyorum sayfayı.

şu ara doğum yapmış bi iki kişiden tavsiye alıp
evin de altını üstüne getirdikten sonra
aşağıdaki maddelerden oluşan mini çantamı
itinayla hazırladım.

öyle kalabalıklar taşıyıp kullanmadan eve getirmeye gerek yok bence.

öncelikle hastanenizde doğum yapmış birilerinden
doğum sonrası için tek kullanımlık gecelik veya önlük,
bebeğe giydirimlik bişeyler verip vermediklerini öğren.

bizim hastane vermiyomuş,
dolayısıyla benim listem şu şekilde oluştu;

1- kesinlikle pijama değil, gecelik al okuyucu.
sezaryen olacaksan birkaç tane.
önden düğmeli, bol, pamuklu ve rahat olmasına dikkat et.

2- bebek için iki takım hastane çıkışı koydum ben,
ikisi de benim tacımla falan takım.
bunları da kendim yaptım,
detayları bi postta anlatırım.
fotoğraf çekimi için şık bişeyler olsa iyi olur bence.

3- bebek bezi ve anne için çamaşırlar.

4- muhakkak terlik, bi de kalın çorap.
bebeğin gaz problemi olmaması için annenin ayaklarını sıcak tutmak şart.

5- çantanın en üstüne alez koydum ben,
arabada kullanmak için.

6- bi de yine en üstte meryem otum var, inanç meselesi tabi.

7- olur da panikle unuturum diye
doğum sırasında okunacak ayetlerin yazılı olduğu bi kağıt.
yasin okunmuş pirincin de oldukça etkili olduğu
aile bireylerimce denendi onaylandı.

8- tayt, korse veya ince bir çarşaf da lazım
hemen karnını sarmak için.

9- evlilik cüzdanı ve nüfus cüzdanı

10- bebeği evine götürürken kullanmak için battaniye

11- hastanede yoksa diş fırçası, macun.
çoğu yerde deodorant, roll on yazıyo ama
bence bebeği rahatsız edebilir.

12- kesinlikle eyeliner ve rimel.
en önemli madde bu bak.
neticede fotoğraflar anı kalıcak, ço önemli.

bu kadar işte okuyucu.
orta boy bi poşede bile sığar rahatlıkla.

hastanede dağıtmak için şeker hediye kısmına daha giremedim.
bizim hastane odaları çok küçük,
dekorluk bi masa hazırlayamayız sanırım ama ufak tefek bişeyler olur yine.
onların hazırlık aşamaları da
o zamana kadar bebik doğmazsa bi postla gelir.

bunun dışında tabi hastaneye götürecek birisi,
eğer telefonlara güvenmiyosan doğru düzgün bi fotoğraf makinesi,
sürekli şarjı dolu halde kapının yanında bekleyen telefonunuz,
- ki buna beni tanıyan tek kimse bile inanmaz -
doğum sonrası tatlı getirecek bi tanış,
sükunet, sakinlik, cesaret.

tecrübe ve fikir sahibileri onu da ekle bunu da çıkar desin,
maksat işimiz görülsün.

kolay işler bunlar okuyucu.
kolay diyelim, kolay olacak..





1.9.14 23 yorum

eylül geldi! allam noolur öbür eylüle de kavuştur! dinimiz amin.


buongiorno principessa!

benim kendime gelmem için eylülün gelmesi gerekiyomuş.
eylül geldi olm!
eylül geldi!
bildiğin eylül geldi.

yüzüm gülerek uyandım, yüzümü güldürmeyecek onlarca sebep olmasına rağmen.
kalktım deli gibi yürüdüm,
eylülün havası şifadır kızım dedim.

geçen eylülde ne biçim de kendine yeten,
ayaklarının üstünde sağlamca duran, ne istediğini bilen biriydin.
bu sene sana hiç iyi gelmedi, çöktün.
istediğini bildiklerin bildiğin gibi çıkmadı dimi he dedim
oturdum alay ettim kendimle.

hayatını bi insana, bi aileye, bi tutuma endekslemek çok fena okuyucu.
yeni bi çevreye girince hemen eski çevren gibi olsun istiyosun
ama hayatını paylaştığın insan bile eskisi gibi olmuyo ki artık..

ben dedim bu eylül hayal kırıklıklarımı unutucam,
bu eylül değil bu eylülün biri hatta.
tartışmiycam kimseyle fikirleri tavırları yanlış diye.
allah her tavrın mükafatını vermiyo mu sahibine zaten?

allahıııım eylül geldi!

ben yine semmma oldum.
ne enverin eşi, ne hocasının asistanı, ne anasının kızı,
hatta ne beril hesnanın anası.
diycen ki anaam berilin ne suçu var.
beril artık beril değil okuyucu.

dört beş aydır kararlı bi şekilde beril hesna diyip
"babası hesna istiyo kırılmasın gönlü nolur" diyerek
anama babama dedeme karşı savunduğum hesna ismi
-hiçbiri sevmedi ve ben deli gibi savundum ya aklıma tüküreyim.-
bazı geç kalmış tepkilerden dolayı uçtu gitti.
oysa ben kaç sabah günaydın beril hesnaaa diye uyanmıştım,
ne kadar konuşmuştum onunla..

işte bi insanın isteğini başkasına karşı savunmiycan okuyucu.
bi bakıcan onlar senin ne istediğini umursuyo mu diye.
ben gerçi artık kimse için bişey demem,
bana eylül yeter!

sıpamın adından yapılan onca itinalı çalışmaya rağmen vazgeçmek zorunda kaldım.
sonra beğendiğimiz isimleri yazalım kura çekelim dedim babasına.
yazdık, çektik. üç kere. üç iyidir.
üçünde de alya çıktı.

yanına bi de mübarek isim okumak gerekir kulağına tabi.
ben alya çok istemiştim zamanında, aman kuranda geçsin dediler.
sonra ne kondu?
beril hesna.
kuranda geçmişliği falan yok yani..

isteklerinden vazgeçmicen okuyucu.
seni sevenler isteklerinden vazgeçmeni beklemez zaten.
bak ben mesela babasının isteği olsun diye
olmuyo başa dönüyorum. neyse..

aklım eylülde de kalmadı değil.

ben eylül insanıyım,
bu bloğu açtığımdan beri eylül gelsin de eylül geldi de aman eylül bitiyo da konulu
onlarca post yazmışlığım var.
eylülde nefes alıyorum ben,
bak bugün yaşadığım can sıkıcı olayları martta yaşasam mesela
oturur saatlerce bunun adaletsizlik, ikiyüzlülük, ıvırzıvırlık olduğundan bahseder
kırgınlığımdan ağlardım.
he öyle yapınca bi halta mı yarıyo? yok. her zamanki hali diyip geçiyolar.
çünkü dünya neden her zamanki hali mutluluk değil diyebilecek insanların
çok az olduğu ve bize çok denk gelmediği bi yer.

ama işte eylül olunca bana bi enerji basıyolar sanki topuklarımdan yukarı.
eylülde doğdum, eylülde doğurucam,
eylül olmasın mı benim sıpamın adı?

beril hesna'yı da çok özliycem okuyucu.
alışmıştı herkes.
hediyeleri gelmişti, mektuplar yazmıştı teyzeleri.

artık tipeksliycez, yapıcak bişey yok.

üç kuranın üçü de alya,
üç gönlüm olsa üçünü de eylüle feda ederim.
ikisine de eşit uzaklıktayım, sence hangisi olsun?





 
;