28.2.13 10 yorum

aşkın gözyaşları - tebrizli şems. altını çizdim


şems hakkında çok okudum,
lise yıllarımdan beri.

bana hep mevlana'dan daha çekici geldi.
bilmiyorum, belki mevlana'nın gözümüzün önündeki
dede figürüne karşılık
kanlı canlı güçlü bi adam olduğu için.

zaten sanırım bana mevlana
hiç genç olmamış gibi geliyo..

neyse,
altını çizdim.


herşey insanoğluna feda iken
insanoğlu sadece kendine cefa olmuştur (13)


kimi geceler
mahallemizdeki caminin gasilhanesindeki
tabutun kapağını açar,
içine yatar ve sabaha kadar
ölümün kokusunu çekerdim içime (19)


her insan için bir aşık olma zamanı vardır,
bir de ölmek zamanı (29)


dilim kılıçtır
kınına sokmam. (32)

aşkı kitaplardan öğrenemezsin.
satırlara sığmayacak kadar
bal kahrıdır o.
önce yak kitapları.
aşk kelime değildir ki deftere kaydedesin.
aşk paragrafları talan eder.
aşkın kitaba sığmayışı bundandır.
kitap yorum işidir,
aşk yorumlarda yormaz yolunu.
yola girenin geri dönüş hakkı yoktur. (34)


allah senin kapından
aşk sarayına bir insanı alacaksa,
o insana sen nasıl
seni sevmiyorum dersin? (45)


dilsiz dudaksız
birşeyler söyleyeceğim sana.
birşeyler anlatacağım tüm kulaklardan gizli.
herkesin ortasında konuşacağım
ama senden başka
duyan olmayacak söylediklerimi (71)


sabit sandığın dağların
bulutlar gibi geçtiğini görürsün
Neml-88
(85)


aklımdakileri silmeden
aşkı ateşleyemem (109)


insanlar maşuk aramıyor,
bencil duygularına köle arıyor.
köle buluyor,
ama aşkı bulamıyor.. (156)


madem hamı pişiremiyorsunuz,
 bari pişmişi ham etmeyin (180)


ben aşkı mevlana'dan,
taşkınlığı kimya hatun'dan öğrendim (191)


toprağa kimya'yı değil,
gökyüzünü gömmüştük sanki (214)

7 kapı, 7 oda,
7 soru, 7 cellat.

7 atlı, 7 gündüz, 7 gece yolculuktan sonra
konya'ya geldi.
gecenin siyah kanatları,
kardan sütbeyaz bir giysiye bürünen
şehrin üzerini kapladı
ve insanlar ısınmak için evlerine kapanırken
kuzey rüzgarı bahçeleri
darmadağın etme niyetiyle
hanın üstüne esiyordu.
7 atın yeleleri, moğol soluğundan beter
rüzgarlar estiriyordu.
(219)


herşey zamanında güzel.
zamanında anlamlı.
o anı kaçırdıktan sonra
tekrar yaşamanın anlamı yok ki.. (234)




15 yorum

baykuşlar aşkına!

baykuşlara olan aşkımı
duymayan kalmasın.
allahın bildiğini kuldan saklayacak değilim.

yeni bişeyler alayım derken
(ebet, çok ihtiyacım vardı.)
baykuşlu baykuşlu eşyalar gördüm,
allam dedim nooğlur benim olsunlar..

bana bunlardan bulanın
kırk yıl kölesi olurum!


hiçbiri olmasa,
sadece kendisi olsa da olur..


tipini yidiğim!



27.2.13 6 yorum

sazlarım vardı, ırmaklarım vardı, çakıl taşlarım vardı benim..


gülümse diyo,
gülümse ki bulutlar gitsin,
ben yenileneyim..

ama böyle olmuyo.
ne o gülümsüyo,
ne ben yenileniyorum.

ümitsizliklerin, ruh karmaşalarının,
can kırıklarının arasında
gülümsemeye çalışarak
debelenip duruyorum.

bir kedim bile yok,
anlıyor musun?!

hadi,
gülümse..





20 yorum

oğ gad! güney mi kutbu?!


naber okuyucu?
ben iyiyim, sen de haline şükret.
neden biliyo musun?

dün yarışma programında
kuzey kutbu mu daha soğuktur
güney kutbu mu diye bi soru geldi.

yarışmacı aile kuzey kutbu diye cevap verdi.

sunucu elinde dünya maketi,
eksenini eğerek
bakın burası daha az güneş alıyo
o yüzden daha soğuktur diyince
hatun kişi aynen şunları söyledi;

"nası yani?!
nası?
siz hiç güneyden gelen soğuk hava duydunuz mu?
tatilde güneye gideriz,
güney sıcaktır.
hayvanlar güneye göçer.
moğollar, buzullar, bunlar hep kuzey kutbunda.
siz hiç güneyden gelen
soğuk hava dalgası duydunuz mu?
penguenler, kutup ayıları hep kuzey kutbunda yaşar.
ben bu soruyu bilecek insanın
alnını karışlarım.
karpuz hep adana'da yetişir.
diyarbakır'da yetişir.
güney kutbu daha sıcaktır."

sunucunun
"hanımefendi türkiye kuzey yarım kürede,
güney kutbundan soğuk hava dalgası nasıl gelsin ta buraya?"
sorusunu da gayet enteresan cevaplarla karşıladı
ben o arada şaşkınlıktan
bön bön bakmakla meşguldüm,
algılayamadım.

allahım dedim;
çok şükür.
sadece çok şükür..



26.2.13 6 yorum

oyyyi! çok sevimli!


allam!

bayıldım bayıldım.
on dakkada yapılır ki bu.
dur yapayım da göstereyim.




 
25.2.13 12 yorum

öpücükler vol.8

:* okulda kapıyı önce açıp sonra kapatıp
sonra çalıp tekrar açmamdan
ve akabinde
"anaam önce çalcaktım dimi ya" dememe
belki bi milyonuncu kez tanık olan
sayın oda arkadaşlarım;
bana dayandınız ya artık hepiniz
master sahibisiniz, pieyçdisiniz.


:* hayatım sonsuz parçalı bi puzzle gibi.
paramparçaaağğ!
paa raampaar çaaaaa aağ!
(bkz: teo)


:* eti'nin bugüne kadar yapmış olduğu
en iyi şey cangadır.
(eti yetkilileri,
bloğumu takip ettiğinizi biliyorum.
helal olsun!)


:* keşke conan o'brien
benim abim olsa.
evet, zamanında kensine aşk mektupları yazdığımı hatırlıyorum.
ama madem kısmetimde yok,
bari abim olsun.
(bkz: sevdiğim kız bana abi deyinceğ)


:* psy say diye okunuyomuş,
niye söylemiyonuz?!


:* acaba eğreti gelin kimin fikri,
ilk kim kimi eğreti gelin olarak kullanmış,
çok merak ediyorum.
çok acı.
ne kadar yazık..


:* düşük tansiyonumdan kaynaklanan durumları
deprem sanıp sürekli tavana bakıyorum.
hayır avize sallantılı değil
taşlı tuşlu değil.
şu tavana sabit olanlardan.
olm sallanmaz ki o.
ama yok.
illa bakıp aa deprem olmamış dicem
içim rahat edicek.


:* kedi minnak'a bobi gel olum dedim
hayvan omuzlarını ata ata
kabadayı gibi yürümeye başladı.
bence kedi-köpek ayrımı diye bişey yok.


:* saçlarımı kısacık kestirip
beyinsiz adam gibi perma yaptırmak istiyorum.
o zaman kendimi
çok zeki hissedicem.


:* biri pilates hocalarına
çarpık bacağın düzeltilebilir
bişey olmadığını öğretsin.
ben anlatamadım,
allasen biri bunu yapsın.
öyle çekerek olmaz.
sakat kalıcam,
yapın bunu. lütfen.



24.2.13 8 yorum

pişman desen değilim, bir harmanım bu akşam..



sığamazsın yerine.
ne hissettiğini bilemezsin.

kırgınsındır,
öfkeli,
acınası,
yalnız.
omuzlarında dünyanın yükü gibi desen değil de
yani yine var bi zorluk.

pişman değilsin, aynı şeyleri
aynı durumlarda
yine aynı şekilde yapacağını bilirsin.

herkes geçecek der.
herkes anlar.
herkesinki geçmiştir.

ama uçsuz bucaksız gibidir seninki.
geçmeyecek gibi.
ne iyiye ne kötüye bağlanamayacak.
öyle havada
öyle sancılı.

sonsuz gibi.
ne kalınabilir ne gidilebilir yerler gibi..

23.2.13 4 yorum

my woman.. öz kaybedenler kulübü en hakiki kaybedenler kulübüne karşı..



üst üste gelen ufak tefek şeyler
insanın canını yavaş yavaş yakıyo ya,
biriktire biriktire.
bu şarkı da öyle.

şimdi depresyona girme
yok ruhun kararmış falan demeyin.
değilim depresyonda.
sürekli sürekli sürekli tekrarlanan
bazı yanlış durumları saymazsak
oldukça da mutlu biriyim.

hayır, bişey kaybetmişliğim de yok,
bazı insanlara olan saygımdan başka.
ama söyle allahasen,
can gox bu şekilde oov vomın may vomın dedikçe
ben nasıl tam anlamıyla mutlu olayım?


zi: can gox - gülce duru & my woman




21.2.13 14 yorum

anadolu efes'e gizli kamera sürprizi. son zamanlarda izlediğim enn etkileyici video(:


olm çok tatlılar nan.
 bayıldım.

kimseyi tanımadım been
senden daha güzeeel!






6 yorum

turning tables.. kararlı ama kırgın insanın sloganı.

hayatımda bu kadından daha iyi
şarkı söyleyen birini görmedim.
müzik gurusu değilim elbette,
sadece görmedim..
tüm parçaları üstüne yorum yapılmayacak şekilde,
ama turning tables..
kararlı ama kırgın insanın sloganı. 


so i won't let you close enough to hurt me..



20.2.13 15 yorum

körstin kadar gülebiliyorum. maksimum.

ebet.
mutluluk sınırım
bu kadarına müsaade edebiliyo.





19.2.13 9 yorum

hani zaman herşeye ilaç ya, yalanmış..


ben nil'i ilk bu şarkısıyla tanıdım.
aklımda ne xl yer etti,
ne sana kek yaptımm diye dolandım ortalarda.

dilimde hep aynı söz döndü;
hani zaman herşeye ilaç ya,
yalanmış..

çok küçüktüm.
henüz bu kadar ümitsiz değildim.
bu sözler mi beni ümitsizliğe götürdü
 yoksa ümitsizliğim mi gün aşırı
bunları dilime taşıdı bilmiyorum ama
zaman hiçbişeyin ilacı değil.

hatta daha önce de söylediğim gibi
sadece balıklar için geçerli olan bi reçete..





22 yorum

to do list. yapılazak dedimse yapılazak!


kesin kararlara,
keskin dönemeçlere,
biraz yüzümün gülmesine ihtiyacım var.

öyle düşünmekle olmuyo.
bi liste yapıp adam gibi uyguladığımı
kendime ıspatlamam lazım.

geniş zamanlarda değil
kısa vadede.


-bir-
bi kere enerjini yöneltebileceğin
yeni bi yerler bulman şart.
bedenin yorulsun ki
düşünmeye zamanın kalmasın.

eline kitabımı alır almaz
uyuyakaldığın senelere dönmen lazım..
yarın sabah spora başla.


-iki-
 önümüzdeki bi ay içinde
on tane kitap bitir.
ki düşünmeye zamanın kalmasın.
(evet, tüm maddelerin amacı aynı..)


-üç-
allah rızası için tezini bitir de
masanı dolabını toplayıp okuldan bi defolup git.
sen de bezdin insanları da bezdirdin.
bilim bilim nereye kadar..
(bkz: bi de bilim yapmak ki)


-dört-
hala vakit bulup zeynebin bebeği için alışveriş yapamadın,
tosbik arıya bi alışveriş yapman lazım.
tütüsünü dik, fındık aromasını al,
geciktirme..


-beş-
"vakit dar" cümlesini aklından çıkarma.
sakın.
sakın.
mümkünse ömrün boyunca.
dünyanın en gereksiz işlerine ayrılan vakitlerin
sana gelince hep geç, hep dar, hep yetersiz olduğunu
sakın aklından çıkarma.


-altı-
zırlamayı kes.
kusmayı kes.
çekirdek kabuğu kadar değeri olmayan insanların
seni mide hastası yapmasına
psikolojini bozmasına izin verme.

insanlar seni üzüp
hiçbişey yapmamış gibi hayatına devam ederken
kağıt mendile gömdüğün o kafanı kaldır.
herşey onun içinde.

 kim aksine inandırmaya çalışırsa çalışsın,
değerlisin.
senin bunu bilmen yeterli.
herkes gelir, geçer..
 
 

18 yorum

ama bu sefer kaybettiği o adam değil, kendine olan güvenidir..

bir kadının hayatında karşılaşabileceği 
en büyük hesaplaşmalardan biridir 
muhtemelen kendini istemeyen adamın 
aslında iyi biri olduğunu kabullenmek..

aşık olduğu erkeğin hiçbir zaman 
kendini istememiş olduğunu farkeden kadının 
kabullenme süreci uzundur..

önce inkar eder; 
"olamaz! vazgeçemez ki benden.."

sonra inkar etmenin ve olanların öfkesini kusar; 
"Allahın salağı! fazlaydım ki ona ben zaten."

ardından kendiyle hesaplaşmaya başlar, 
"biraz daha anlayışlı olsam 
daha iyi olurdu,
beni daha çok severdi.."

oysa karşısındakinin bunları görmeye,
ne kadar iyi (!) olduğunu anlamaya bile
gönlü yoktur..

"hayatım onsuz bomboş" ların peşinden 
"sevmiyor demek ki..  peki o zaman" a gelmek 
herşeyin bittiğini sandırır.

bu aşamaların bazılarını atlar kadın,
ya da bazı kısımları hızlıca geçer..

hangi hızla atlatılacağı,
gidenin arkasında bıraktığı boşluğun 
ne kadar belirgin olduğuyla bağlantılıdır genelde..


eğer adamla kadının karşılaşmaları mümkün değilse 
ya da ortak bir çevreleri yoksa, 
kadın paçayı kurtarmış demektir, 
hayırlı olsun.

arada hatırlasa üzülse de,çok yıpranmaz.
bi de üstüne unutması için uğraşan 
maymunluk yapan dostları varsa
değmeyin keyfine.

adam hakkında kafa yormaz, 
neden böyle oldu demez, 
kendini suçlamaz, onu suçlamaz artık.

oldu da bitti maaşallah..

ama bazen,
herşeyin bittiğini sanmışken,
tüm aşamaları geçtim rahata erdim derken...

hayat kadını rahat bırakmaz.

bigün bi arkadaşıyla bi yerlerde otururken 
yanındaki arkadaşın bir arkadaşı gelir masaya.

konu döner dolaşır "o adam" a gelir.

bu arkadaşın arkadaşı
kadının adamı çoook iyi tanıdığını bilmeksizin
konuşmaya başlar.

onun ne kadar iyi, ne kadar duygusal, 
ne kadar ince ruhlu, 
ne kadar............... olduğunu anlatır durur.

adamla yaşadığı mükemmel anlardan örnekler verir üstüne. 
kadının gözleri dolar. 
kadın susar.

bir kaç gün, hafta, ay sonra 
başka bir ortamda 
kadının adamla yaşadığı maceradan habersiz biri 
adamdan bahsetmeye başlar yine.

yine o dünya şekeri, zeki, karizmatik, 
dünya yeteneklisi adam....
kadın yine susar.

kendini üzen, paramparça eden adamın 
aslında başkalarının bahsetmekten hoşlandığı 
o harika insan olduğunu duydukça 
daha da üzülür..

herkese karşı anlayışlı, 
herkese karşı vicdanlı olan birinin 
dünyada canını yaktığı, 
hiç umursamadan ezdiği geçtiği tek insan
kendisi midir?

diğer insanlardan ne eksiği olduğunu düşünür.
düşünür de bulamaz.
herkes Dr.Jeckyll ile karşılaşmıştır da 
hyde'la karşılaşan tek talihsiz odur yeryüzünde..

yaşattığı onca acıdan sonra 
onun aslında "iyi" biri olduğunu kabul etmesi gerekir..

en başta geçtiği aşamalardan bir tur daha geçer,
ama bu sefer kaybettiği adam değil 
kendine olan güvenidir..

nihayetinde yaşadıklarının anafikrini bulur 
ki bu çoğu zaman 
"ben sevilecek kadın değilim" olur...



12 yorum

güne on kat moralle başla diye sana bu şarkıyı armağan ediyorum okuyucu!


aallaaam!
sabah sabah bu adamın dehasına,
sempatikliğine,
oyyy mimiklerine hayran uyandım.

sanırım uyanırken
"galiba sanırım evliyim artık
anam babam bile beni ona verdiler"
diye sayıklıyodum.

bütün günün bu kadar enerjik geçsin tamam mı?

hadi oltugeedır!

"donlarımı bile ütülüyo resmeen
eve geç kalma lüksüm yok artıık
ölü sayılırım kısmen!
bang!"



18.2.13 22 yorum

böyle de olmaz ki..

 biliyo musun okuyucu,
son zamanlarda bişey istediğimde
olmaması için birilerinin bişeylerin çabalamasından
sahiden bıktım.

kimseden istekte ricada bulunmam ben normalde.
ama bi elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki
sahiden ufak tefek isteklerimin bile
olmaması, oldurulmaması,
uğraşılmaması,
yoluma engeller engeller engeller çıkması
sahiden artık sinirimi bozmaya başladı.

konuşamıyorum,
anlatamıyorum,
böyle içimde birikiyo birikiyo
olmadık yerde gözlerim doluyo,
nefes alamıyorum.

olmaz ki böyle.
daha fazla acıyamaz ki bi insanın canı.
bu kadar az beklenti bile karşılanmıyosa
çok yazık olur ki..


 


22 yorum

deepstone sordu, ben cevapladım(:

Kedi olsaydınız hangi cins kedi olmak isterdiniz
ve tercihiniz neden o cins olurdu?

elbette grumpy.
kaç zamandır sağ framede gördüğün gibi.
neden mi?
bakışlarına, duruşuna, asaletine hastayım da ondan.
bak şimdi
 

adam ifadesiz, umursamaz, kaba.
ben de böyle olsam hiç kırılmam ki..

enstrüman olsaydın hangisi olurdun?
olmazdım.
kesin ve net.
illa ol diyosan
sessizlik sesi çıkaran bişey olurdum.
böyle çalındığımda, etrafımdaki tüm sesleri bastıran.
gürültüyü duyurmayan.
ütopik oldu farkındayım, ama bi gün biri yapazak bunu.


hangi yazarın yazım tarzını
kendinize yakın buluyorsunuz?
ehehe sorduğu soruya bak.
adam benim gibi yazsa
ona yazar demezler ki(:


ruhunuzu yansıtan şehri paylaşır mısınız
 
 
istanbul.
yorgun,
üzgün ve yaşlanmııış
biraz kilo almıış
ağlamış yinee
rimelleri akıyoor..
(teoman müzük yapsın!)


en sevdiğin sanat dalı hangisi?
 
 
opera.
haftada üç kez gitmeden duramam.
her ay muhakkak sidney opera evine bi uğrarım.
iki günün biri
puccini, verdi veya donizetti dinlemesem
başıma ağrılar girer.
 
sabahları ipek sabahlığımın içinde
elimde altın porselen fincanımla
zarif zarif sütlü çayımı yudumlarken
arkadan hafif hafif aryalar çalınır.
 
e eh.
sevmedim.
çok saçma bi hayat oldu.
 
ben tercihimi sinemadan yana kullanıyorum.
tiyatro da seviyorum ama yönetmenine,
kadrosuna, hikayesine göre.
 
yani öyle gülmediğim,
eğlenmediğim, üzülmediğim,
sıkılmaktan başka bişey hissetmediğim bi oyundan çıkıp
ooov çok san'atsaldı azizim
o teatral duruşları, tiradlarının hisliliği falan diyemem.
 
engin alkan yönetsin mesela,
tarla kuşuydu juliet'in kadrosu oynasın,
isterse üç saat bişey yapmadan ayakta dursunlar.
bayılırım.
 
böyle objektif olamayan hallerim vardır.
 
 
 aa bitti mi?
bu kadacık mıydı?
herkesi mimledim, deep gibi(:
 
 
 
15 yorum

bugünün procesi bu olsun.


gördüm,
bayıldım.
akşam eve gideyim de
küpe arkası alayım da
iki tane şiş gibi bişey bulayım da
hemen yapayım istedim.




17.2.13 16 yorum

bu yazıyı, düşlerin tek gerçeklik olduğuna inananlara adıyorum.


"çocukluğumdan beri diğer insanlar gibi olamadım.
diğerlerinin gördükleri gibi değildi gördüklerim.
beraber yakalandığım aşklarım
hiç olmadı.
bütün aşklarım yalnız, kimsesizdi.
çocukluğumdu."

g'nayt okuyucu.
bu gece sana acıcık edgar allan poe'dan bahsedicem.
yukardaki resme bakma sen,
dur.
çok ciddiyim.

bu adam, sefaletin dehası.

annesi ölüyo,
babası kendisini terkediyo,
sonra üvey annesi ölüyo,
üvey babası onu sokağa atıyo.

13 yaşında evlendiği karısı ölüyo,
ardından kız kardeşi.

kısacık ömrü boyunca
tek kuruşu olmuyo.
 
ve tüm bunlar bize,
bi erkeğin doğru düzgün cümleler kurması için
kaybederek olgunlaşması gerektiğini gösteriyo.
ya da bazı erkeklerin
etrafındaki tüm insanları tükettiğini.
bilemedim ben şimdi.


bazen şehrazat'ın bin ikinci gece masalını yazıyo,
bazen korkudan tırnaklarını yediriyo insana.
bazen gülümsetiyo,
bazen şaşırtıyo.
ve tüm bunlar bize, erkeklerin
ne kadar değişken olduğunu gösteriyo.


tim burton neyse sinemada,
bu adam da edebiyatta o.

karısının ölümüne kuzgun'u yazan,
uğruna kuzgun'un çekildiği,
baudelaire'ye
 " o, kendi varlığıyla,
başlı başına bir protestoydu
ve protestosunu kendine özgü yollarla ilan etti"
dedirten adam.
ve tüm bunlar bize, bi erkeğin istediğinde
ne kadar hayran olunası olabileceğini gösteriyo.


gece gece nerden aklıma geldi bilmiyorum,
sanırım annabel lee'den.
ama tanışmış olmayı çok isterdim okuyucu.
ağzından bi cümle duyabilmeyi çok isterdim.

böyle oğuzhan gibi karşısına geçer masaya oturur
"kapanacaksın! müslüman olacaksın!"
diye bağırırdım.

yuh bana.
koskoca poe'ya yaptığım muameleye bak.
allahın beni bu zamanda dünyaya getirmesinin
sebepleri var işte..

yukarıya da o resmi koydum ya,
ağzıma tükürsünler benim.
(bkz: kendini bilmez)



6 yorum

oolma saa daa oluur! fit fiyu! fiyu fiyu fit fiyu!


içinde ıslık çeken tüm şarkılar
benimdir demiştim!

son zamanlarda dinlediğim
ennn sempatik şarkı.
dilime sürekli
"ne yaz ne kııış o tam bahar ki nee bahaar"
diye dolanıveriyo.

arabam olsa şimdi,
tüm karışıklıklarımı arkada bıraksam,
bu şarkıyla
ıslık çala çala tee fiji adalarına kadar gitsem.
(bkz: adaya arabayla gidileceğini sanan insan)




9 yorum

:* öpücükler vol.7

:* artık gandalf'a saygı duymuyorum.
dedeye siz sahip çıkın hhhh!


:* halamın küçük kızı
eline şu saymalı tesbihlerden almış.
baktım altıyüz kırk.
afferin nan ne çektin bu kadar dedim,
sevde çektim dedi.
bi de gururlu, bi de mutlu görsen var ya okuyucu.
mal mısın çocuk olmaz ki öyle diye
anlatana kadar canım çıktı.


:* maroon5'a marun beş diyenler var.


:* şu an elimde
dünyanın en büyük buluşu bulunmakta.
o kadar bilim insanının hayatını okudum,
senelerce her allahın günü
her derste türlü çeşit buluş öğrendim.

dört yıllık lisans eğitimi,
sonra üç yıllık akademik hayat süprüntülüğü
ve hala devam ediyo olması
 beni hayretlere düşüren onlarca icatla tanıştırdı.
ama bugüne kadar böylesini görmemiştim!

kestane çizme aleti var!
olm tutuyosun hemen çiziyo.
bıçakla uğraşmak yok,
aman bu kestane çok sert yok.
nirvana!
 
:* ssli hrf stn almk istyrm.


:* bugün havlu almaya gittiğimde
satıcı abi "tacın nevresim takımları geldi çift kişilik" dedi,
ben ihtiyacım yok dediğimde
"benim sorunum değil" diye çemkirdi.
sanırım tuhaf insanlara
bana gel sinyali veren bi kafam var.


:*  bahçeli'nin karısı olsam
domgününde hesap makinesi alırdım.
 

  :* bi davetiye bastırıcam
elli kez metin gönderdim.
"beyefendi, Alla'ın yazılmaz, H harfi eksik"
"beyefendi cümlenin içinde istediğiniz kelimeyi
büyük harfle başlatamazsınız."
"beyefendi aile özel isim değildir."
herkesi arayıp tek tek davet etsem
daha az zaman harcardım.
şu davetiye olayı azalarak bitsin.


:* uyusam, uyansam,
beş sene önce ya da beş sene sonra olsa.
ya nereye gideceğimi bilsem,
ya zahmet etmeden nerde olduğumu.
içimde önümüzdeki beş seneyle ilgili
dehşetli bi korku var.

tabi herşeyden önce
allah ömür verirse kısmını hesaba katmak lazım.
 

:* beatles'ın en güzel cümlesi
"i wanna hold your hand" dir.


 
;