öncelikle,
kurban katliamdır diyen
hiçkimsenin bu yazıyı okumamasını rica ediyorum.
çünkü bu yazı,
sizler için yazılmadı.
(et yemeyen,
etrafındaki insanları incitmeyen,
herşeyi kendi inancına göre yaşayan,
ve müslümanlara saygı duyduğu halde
yine bir hayvanın kesilmesine karşı duranları
tenzih ederim.)
bu grubun dışında kalıp
kurbana cinayet gözüyle bakan kişi;
hala yazıyı okuyorsan
bilmeni isterim ki seni iyi tanıyorum.
öncelikle tatlım,
evinde salam sucuk yerken
hatırlaman gereken bişey var;
onları nükleer tesislerde
atom çekirdeğinden üretmiyolar.
özel günlerinde gittiğin restoranlarda
oturup pırasa yemediğini biliyoruz.
uygarlık saydığın bu eylemde
bir tabak et yemeğine
bir dana parası verip
aşçıbaşına methiyeler düzerken,
o yemeğin hamurdan yapılmadığını da
göz önünde bulundurmalısın.
son olarak,
etrafındaki insanlara öküz gibi davranan,
kıran, geçiren bi insansan;
kurban edilen hayvanla
empati kuramayacağının
zaten farkındayız.
yani senin derdin o hayvanın can acısı değil;
sen istiyosun ki
bana yediğimin de bir canlı olduğunu hatırlatma.
bitkiler için bu tepkiyi vermiyo olman bile
bunun kanıtı..
"göz görmezse gönül katlanır"
diyen senin atandı, biliyorum.
sana dokunmayan yılan bin yaşamayacak.
ve kimse
afrikada, filistinde, suriyede
canları alınan insanlara da
aynı tepkiyi vermediğin sürece
söylediklerini dikkate almayacak.
"ay dayanamadım" diyip haberleri kapatarak
izdivaç programı açan kadın sussun lütfen
kurban konusunda.
çocuğuna amerikan kültürünü
çizgi filmlerle, kıyafetlerle
türlü çeşit numaralarla
empoze eden anne de sussun.
bi tek ben mi konuşayım?
hayır.
sayfanın üst sağ köşesinde x var bak,
beğenmediysen bas
sen de beni sustur.
devam mı edeyim?
peki.
kurbanın kültürel,
sosyal bir açıklama olmasını da beklemesinler;
bu tamamen inanç meselesi.
neyse,
eğer herşeyi inancımıza göre yaşayabilseydik
kurban bayramında
et dağıtılabilecek komşular olmazdı,
bu benim fikrim.
ve eğer
ayakkabısı olmayan,
çocuğunun ihtiyacını göremeyen,
her akşam aynı yemeği yemek zorunda olan
bir komşumuz varsa;
onun bir günlük
protein ihtiyacını karşılamanız,
vicdanımızı çok da rahatlatmamalıydı.
aslında problem burda başlıyo,
etrafında iyiliğe muhtaç çok insan vardır
ama güvenmeye kimden başlayacağını bilemezsin.
çünkü bize
iyiliğin "sadece hak edene" yapılacak
birşey olduğu empoze edilmiştir.
kapısını çalıp
bir ihtiyacın var mı diyeceğin insan;
kürt, laz, dedikoducu,
çirkin, yalnız, şımarık... olmamalıdır.
çünkü allah parayı pulu
yalnızca MÜKEMMEL kullarına verir,
paylaşsın diye değil,
hak ettiği için.
çünkü allah
seni varlığınla imtihan etmez,
onu yoklukla imtihan eder.
hak etmiştir,
gebersin pis kürttür.
çok konuşmasın gevezedir.
aman bulaşma hafif kadındır.
(kürt değilim, geveze değilim,
hafif değilim.
yalnızca örnek verdim,
gocunmuyorum.)
kurban kesmenin amacı
yardımlaşmak değil mi?
bi vesile olsun,
insanların gözüne parmak sokmadan
yardımlaşalım demek değil mi?
bana mı yanlış öğrettiler
yoksa
buzdolabına tıka basa et dolduran teyzeye mi,
ben en güzel gözükmeliyim diyen kıza mı,
bayram ziyareti yerine
sevgilisiyle adalara giden adama mı?
bi yerde bi tuhaflık var ama
çözemedim okuyucu..
bu bayram
hassas çocuklar kurban kesimini izlemesin,
dini görevler çocukları dinden soğutmasın.
kesmeden önce
hayvanlara öküz gibi davranan adamlar
hastalansın, gidemesin kurban kesmeye.
ya da ahirette o kurbanın kırılan bacağı..
neyse ya ben bişey demiyorum,
acıtmayın hayvanların canını.
her kurban bayramında olduğu gibi
yine yağmur yağsın..
insanlar ilk kavurmanın ne zaman pişeceğini değil
daha fazla kimle paylaşabileceklerini düşünsün.
özetle,
bu bayram hayvanlar için de
insanlar için de
gerçekten bayram olsun.
insanlar kesilirken kafasını öte yana çeviren
ama kurban söz konusu olunca
inananları vicdansız ilan eden
samimiyetsizler de
azalarak yok olsun.
benliğimizi kurban edebilmeyi öğrenelim.
yazıyı da nihat genç noktalasın:
"kurban tarihin en büyük geleneklerinden biri,
dünyanın en büyük törenidir.
bugünkü kurban bayramı ise allah'ın
insanlığa barış çağrısıdır.
ve bu kurban kesiminin altındaki anlamları
insanoğlu henüz keşfedememiştir.
belki de birbirini kesen,
birbirini doğrayan,
birbirini soykırımdan geçiren insanlığa
allah şunu diyor; "kurban kesin".
kurban
belki de
insanın çok içindeki şiddetle ilgili.
insanoğlu soykırımdan
vazgeçemiyor.
bu insan bedeninin
ya da insan evladının bir arızası mı?"
nihat genç.