bu sabah sizle
güne iyi başlatacak bir şarkı
paylaşmamayı planladım
(planlaya planlaya bunu planladım evet.)
zira hiç neşeli değilim
(hiç dediysek
öylesine bi hiç değil,
anlamının gittiği
son noktaya kadar.)
dün
dünyanın en kötü duygusunu
keşfetmiş olmanın etkilerini
hala her hücremde ayrı ayrı taşıyorum
neyse, size karanlık, kasvetli bir klibin,
acı dolu bi şarkının
arkasından sesleniyorum
macaronlarım.
(şu an renkli macaronlar bile
hayal edemiyorum,
hepiniz kakaolusunuz..)
o kadar kasvetli
ve iç şişiren bi parça ki
(ne halt etmeye
sabah sabah paylaşıp
insanların içini şişiriyosun o zaman?)
bu arada size
cocorosie'den bahsetmem
biraz ağırlığını alır diye düşünüyorum.
bianca ve sierra casady isimli
iki kız kardeş var
düşüncesiz anaları babaları mı ayırmış
bilmiyorum ama
bunlar doğduklarından beri
birbirlerini hiç görmemiş
büyümüş koca kadın olmuşlar.
bianca'nın babası bigün üstünde robdöşambrı,
elinde nuri alço gibi purosu ve bardağıyla
(içki içmiyomuş yok, bitki çayı)
"kızım", demiş; "senin bir bacın var"
"git onu bul, ahretliğin olsun"
bianca pağis'e gitmiş, sierra'yı bulmuş
bakmış hatun koskoca opera sanatçısı
kendi ne? cırcır böceği
arkasını dönüp omzunun üstünden bakmış
dudaklarını büzerek banne yeaa falan demiş
ama
içi elvermemiş geri dönmeye
sarılmışlar ağlaşmışlar
izdivaç programlarına yaraşır,
müge anlı'nın hasret kaldığı bi şekilde
sonra demişler
bunca kaybettiğimiz zamanı telafi etmeliyiz
ve bir kayıt cihazı almışlar.
öyle feysbuk ergeni gibi sürekli
fotoğraf ve video çekmemişler, hayır.
her hareketlerinin sesini kaydetmişler
(her derken
kişisel olanları kastetmiyorum
sigara yakışlarının,
mısır patlatmalarının,
perdeyi açıp kapatmalarının.
bi evin içinde
konuşmadan yaşadıkları saatlerde
herşeyi kaydetmişler.
(onca sene sonra
kardeşini bulsa türk insanı,
uykusunda bile konuşur
o kardeşi bulunduğuna pişman eder)
sonra ne mi olmuş?
buldukları her eşyayla
müzik yapmışlar.
enstrümanlar ustalarına kalsın,
bize çer çöp yeter demişler
ve şeker gibi bi grup çıkmış
sierra flüt çalmış şarkılarda,
bazen dayanamamış gitar çalmış
bianca kağıtların yırtılma sesini bile
müziğe dönüştürmüş
ben sizi çalışmalarının en kasvetlisiyle tanıştırdım,
ruh halimin gerektirdiği üzere..