30.5.14 7 yorum

bir yokmus, hep yokmus.

bazen insanlar mutsuz edince
insanin rabbisi avuc avuc yagmur yagdirirmis tepesine,
kocaman gulumsetirmis.

olmak istedigi yerde, 
olmak istedigi zamanda olamiyosa
birden herseyi eskisi gibi olduruverirmis.

sevdiklerine zamanini ayirmiyosan,
zaman sevdiklerini senden ayiriverirmis.

dunya bi gunlukmus, 
dusunmeden uzmeye degmezmis..


24.5.14 29 yorum

küçük semmma geliyo!


dedim kii
bebeğin cinsiyetini de söyleyeyim,
belki patik örmek, beşik almak,
geceleri pışpışlamak ister okuyucu (:

ve aa yu lidıl semmma dedim dedim
getirdim kızı!
laheyya!

 o değil de,
aynı anasının kızı olacak sıpa.
adeta sürprizlerle dolu..

ilk günden beri dana gibi tatlı yemeler mi dersin,
doktorun erkek demeleri mi,
karnın erkeğe benziyo söylentileri mi..

mor rimel, dünyanın erkek nüfusunu artırmıyom olm (:

şaşırttı sıpa hepimizi..
yazık enver de erkek diye beklentiler içindeydi
bi afalladı garip.

ama kız iyidir konulu söylemlerimi
daha geniş geniş yazarım.
şimdi öyle bi haber verdim kaçıyorum.

öperim :* 


23.5.14 6 yorum

kapali gise yalnizlik

bazen okuyucu
ugruna deger dediklerinin
sana aslinda zerre kadar deger vermediklerini gorursun

boyle olmamaliydi demekten, 
dua edip uyumaya calismaktan baska
elinden hicbisey gelmez.




4 yorum

altını çizdim - uzun hikaye

 geçen haftasonu evde öyle yalnız başıma oturup
"ee bu uzuun  tatili oturmaktan başka
neyle değerlendirsem?" diye juniora sorup
tekmeden başka cevap alamayınca
(yazar burda kocasına sitem ediyor)
sarıldım tivibuya.

bi koca kupa kahve,
bi battaniye, bi film.
huop! gelsin evlenmeden önceki ev hali!

olm çok kolaymış nan.
neyse detaylara girmek istemiyorum.

türk sineması severim ben.
şimdi entellik gibi olmasın, ki değilimdir sahiden
bi masumiyet olsun bi kader olsun
bi teyzem olsun,
en eskiden en yeniye çok favorim vardır.
senelerce şampuandan korktum ben ahhh belinda yüzünden.

popüler olmasına rağmen
çağan'dan da demirkubuz'dan da vazgeçmedim mesela.
-bak samimiyete bak isimle seslenmeler falan-
he son zamanlarda çok bozdular,
o da ayrı. işte bana bi danışsalar..

ama aşklı meşkli yeni kuşak filmden hiç hoşlanmam.
ne varsa eskilerde var,
masumiyet içermeyen film mi olur hiç okuyucu?

ne izleyeyim diye düşünürken bi tereddüt ettim ama
uzun hikaye de tam böyle çıktı,
çok masum bi film.

enver de böyle bi baba olsun istedim.
benim de çook uzun bi hikayem olsun.
zenginde olmayan keyif bizde olsun,
hak hukukla değil vicdanla aransın..

üzüldüm, korktum.
son zamanlarda televizyona hep gözü yaşlı baktığımdan olsa gerek
gözümün kenarında yaşla,
dudağımda buruk bi gülümsemeyle izledim.
imrendim çok.

hakkını arayanın hep zora koşulmasına bi kez daha sinirlendim.
doğru söyleyenin dokuz köyden kovulmasına..
ama sonunda yüzünün gülmesine
çok mutlu oldum, çok..

altını çizdim. 

şuraya bi saka kuşumuz olsa, bi de küpe çiçeğimiz..

babamın bi huyu vardı,
haksızlığa gelemezdi.

 bozuk o daktilo. l harfi basmıyo.
gerçi böyle daha iyi, l olmayınca
sosyalist yazamazsın, solcu yazamazsın,
lenin yazamazsın.
hadi l'ye denk getirmeden yazdın diyelim,
adını nasıl yazacaksın ali efendi?

onların sevgisi, birbirlerinin onurlarını
kırmamak üzerine kuruluydu.
 
 eğer uslu durursa herşeyi yoluna gireceği söylenerek
büyütülen çocukların
hayatı boyunca kaybettiklerini, ilk kez o gün anlamıştım.

gitme vakti geldiğinde toplanması en zor olan şey
dağılan kalbimin o kasabanın her bir yanına savrulan parçaları olurdu.

kalem kelamın dik duran hali olduğundan,
daha da çok acıtır.

kitapların da bir kaderi var..

gelmiyorum demesine bakma, onu da al git.

demiştim,
kaderin yayı kuruludur.





14.5.14 0 yorum

insan olanin yuregi dayanir mi?



ne yazsak, ne yapsak, 
ne yasasak bos okuyucu..



9.5.14 12 yorum

toplaşsak mı hanımlar?


minik mini'nin "öldün mü?" sorusuyla,
bedika'nın "dünyada küçücük bi nokta olan bana
içimin sıkıntısı dünyalar kadar büyük geliyo" mesajıyla,
seda'nın hem derdine üzüldüğüm
hem yüzümü güldüren mailiyle,
naciye'nin "mutluluk sebebin içinde" yorumuyla kendime geldim bugün.

sen iyi misin, bebek iyi mi diye soran herkese
önce çok teşekkür ediyorum.
isim sırasına koydum, bebek doğunca "huop! tut!" diye
tek tek fırlatıcam kucaklarınıza.

bebek iyidir diye ummak istiyorum.
enver tarafından doktorun rutin kontrolü olduğu iddia edilen
ama doktor tarafından "bak diğerlerine gir demiyorum,
ama buna git ve sonucu bana getir" dediği,
bayan doktor araştırırken bi tanıdık doktorun
"perinatolog dediyse bişey görmüştür" yorumu yaptığı
bi durumumuz var.

ben bebeğin zeka testlerini falan yaptırmadım okuyucu.
dünyaya gelesi gelmiş,
zekasında problem olsa aldırıcam mı sanki dedim.
yoo dostum,
juniorın doğma özgürlüğünü kısıtlayamam.
analık hakkı da bi yere kadar,
zorda kalırsan südümü helaletmem dersin
maksimumu o bence.

doktoruma "bak pampa benim psikolojim bozulur,
öyle aa şusu varmış dur üç buçuk ayda
kendimi hazırlayayım falan diye olgunluklar yapamam.
girip bi sorun görürsek
araştırır karıştırır kendimi üzerim,
girmeyim hemi?" dedim.
yok gircen diyosak gircen, senin girmen lazım dedi.
detaylı ultrasona girip bakcaz artık nesi var nesi yok.

he bu arada bi de cinsiyetini öğrenebilirsek sevinirim.
bana bak çocuk,
nenen deden hem kıza hem erkeğe alışveriş yapmaktan iflas edicek.

hayır inadın anana çekmiş olabilir,
elini ayağını göstermekten rahatsızlık duyan,
biri dikkatle bakınca "ne bakıyon? ne? ne? ne gördün?!"
diye hır çıkaran bi manyak ananın evladı olma şanssızlığına
erişmiş olabilirsin,
ama bak valla söz konusu ben olsam ısrar etmem.
nenengile acı!

bu süreçte ek olarak teze başladım.
yarım sayfa yazdım, inanabiliyo musun?!

off mezun bile olurum ben.
sonracıma instagram'da bonibonbutikpasta idik
ben dolanırken dolanırken nabrutu, meloyu, bi garip şeymayı
parfümümün kokusunu, allaah daha kimleri keşfettim.
parfümümün kokusunu görünce öyle bi sevindim,
melonun yüz hatlarını öyle bi inceledim,
nabrutun kore filmlerine öyyyle bi baktım ki
dedim ben iyi ki gurbetçi değilim.
gerekirse köy salçasına sarılıp ağlayabilirim.
yüzünü görmediğim insanlara böyle bağlılığım varsa..

hazır yüzünü görmediğim demişken,
bi istanbul'da olan kızçe bloggerlarla buluşsak,
yüzünüzü bi görsek
bi kahvenin kırk yıl hatrını paylaşsak
nebçim de güzel olmaz mı?

19 mayıs falan nasıl mesela?
ya da bi pazar, gelebilecekler yazsın mı azcık?






8.5.14 10 yorum

..

sen hayatinda hic
bi balona imrenerek baktin mi okuyucu?

hic en son seni mutlu etmek icin
ne yapildigini hatirlamaya calistigin?

hic kiyasladigin oldu mu kendinle
senin konumundakileri?

lutfen olsun.
cunku bu benim tek basima kaldirabilecegim bisey degil.




 
;