zira sana böyle bir yaratığın g'mornin demiş olması
bedeninde ağır travmatik hasarlara yol açabilir.
fevkaladenin fevkinde,
harikuladenin harkında bi hastalığın pençesindeyim.
bu illet kanımı son damlasına kadar içmekte.
sana bu postu, olur da kavuşamazsak diye..
(yazar burda mendiline kanlı öksürükler döker)
yine gribim.
sade grip de değil,
bünyem faranjitli grip diye bişey üretti.
böyle günlerce uyusam uyur halde,
evin yüzünde enverin en kalın pijamalarına bürünmüş
walking dead edasıyla geziyorum.
sabah bi kalktım,
yeminle karşımdaki aynaya kafa atasım geldi. bir krieyçır bende benden dışarı..
saçlarım halil sezai, dudaklarım dilber ay.
burnum kensine dışardan nefes alma yolu açmaya çalışırken
fazlasıyla genişlemiş,
yakınlarda sirk olsa palyaço olarak mesai yapıcam. beynim zaten iflas etmiş. evden çıkıp bi markete gitmem gerekti, yarım saat kapıyı inceledim. anahtar takılı, ama aynı yerden dışarıdan kilitlenmiş. sabah yaşadığımdan emin olduktan sonra uyandırmadan kaçan evin erkeği nasıl olmuş da bunu başarabilmiş? hmmm.. (bi eli çenesinde, diğeri tek camlı gözlüğü gözünde tutmakta) bi şerlok edasıyla kapının etrafında bi tur atıp ikinciye enerjimin kalmadığını farkederek eve geri girdim. durumu da içerden kilitleyip camdan çıkmış şeklinde çözümledim. şaşırdın değil mi okuyucuu? evet dediğini duyar gibiyim. işte böyle çözerim olayları. bazen böyle dıtektifliklerim olur. biraz dinlenip tekrar çıktım. on adımda on iki adım atmak, marketin girişiyle çıkışı arasındaki on metrelik mesafeyi (hiper market, ebet) kurşun yemiş cüneyt arkın'ın ağaçlara sarılışı gibi reyonlara sarılarak, ağır ağır ilerlemek suretiyle yarım saatte katetebildim. ama amacıma ulaşmıştım, arpa şehriye! sonradan farkettim ki arpa şehriye yerine portakal falan alaymışım belki daha yararlı olurmuş. bi süre daha hasta kalırsam burnum dışardan akciğere bağlantılar oluşturup kendine yeniden nefes alabileceği boşluklar üretecek. hayır evrimin canlı kanıtı olucam, ateyizler bunu açıklayabilicek ya sırf ona yanıyorum..
ünlü bir türk deyişiyle başlıyorum cümlelerime, "hatır için çiğ tavuk yenir bebeyim" bilmeyen de öğrensin. (bkz: enver)
kendisi dün mutfağı çok güzel toplamış,
bulaşıkları falan mis gibi yerleştirmiş hep
tepsileri bile yıkamış kaldırmış.
(bkz: zarf)
(zira bu konuda tam eminlik sağlayamadım)
eline sağlık.
bi daha söylüyorum, eline sağlık.
du bi de heceleyim.
eeeliiineee saaaağlııııık!
şimdi dönüp kendime bi bakıyorum okuyucu,
bi yerim eksilmedi.
burdan erkek analarına sesleniyorum,
lütfen "ye oğlum. ye. ye. ye. ye." diyip önüne doldurduktan sonra
arkasını takip edin.
bi "eline sağlık de ulan!" diyin gerekirse.
hayır erkekler de bi tuhaf.
kadınları anlamıyoruz, bi değişikler,
mutlu etmek için çok uğraşmak gerekiyo falan
konuşmaya gelince lafın bini bi para.
"eline sağlık" demenin değeri paha biçilemez! unutmayın demeyi, lüffen. sonra fakir edebiyatı yapılmasın "naparsak mutlu edemiyoz" "ne yapsak yaranamıyoz" "daha napayım ha napayım" diye. "yemiyoz" zira yemek masasından kalkarken kocasına dönüp "bana bi keresinde şunu almıştın, bi keresinde böyle sürpriz yapmıştın" demiyo kadın. o sinsi sinsi bakmaların sebebini cümle aleme açıklıyorum, "bi eline sağlık deme bak ben seni napıcam!" mutlu etmek çok kolay anacım. daha da kolayına kaçmayın bak alnınızı karışlamayayım. bi fincan kahve yapın, onun için bi kitabın altını çizin, çoraplarınızı kirliye eşleriyle birlikte atın. (tamam, sonuncusu biraz zor olabilir) belki şurada küçük mutlu bir ağaç vardır, onu bulun. tamam, kendiniz starbakstan kahve almış içmiş olabilirsiniz, ama mesela boş starbaks bardağına camiden su doldurup götürün, mutlu olsun. (umuuğt!) elinde anahtarla kapıyı iki saat açmasını "eheheh kapının açılma ihtimali yüzde yirmi beş sen altı defadır deniyosun" demeyin. gerçek bir erkek gibi anahtarlığı alın, ilk seferde doğru anahtarı bulup açın. (nooaldı? açamadın dimi!) durağa gittiği anda otobüsün gelmesini sağlayın demiyorum bak, basit mutluluklar bunlar. bunca yıl mutlu edilmemiş eşiniz bu kadarıyla yetinemeyebilir daha ne istiyon gadın diye ağzına kaşığın sapıyla vurmayın. devam ediyorum, sakin.. "kalk okula geç kaldın" diye acele acele uyandırın, sonra "okul bitti ki ehehe yat lan yat" diyin. yatıp uyumanın dayanılmaz hafifliğini yaşasın. (bkz: yatıp uyumanın dayanılmaz hafifliği) (bkz: semmma kundera) (çok yakıştı olm!)
markette kasa sırası beklerken yandaki kasanın kasiyerine azcık rüşvet verin, yeni kasa açsın hemen geçin. allahım en büyük mutluluk! ona mandalina soyun, içine parmağınızı sokup nasreddin hoca kavuğu yapmayın ama. ıy çok iğrençsiniz. sahaf bakının, aradığı kitapları bulun. (burdan niyeti olan varsa diye sıralayayım ben istediklerimi, incarceron, oracle, sapphique.) kırmızı jöleli hanımeller alın. ben daha büyük bişey alcam diyosanız kinder sürprizi satın alın, sonra "benim masum bilmemnem" diyen "çalıyordu mu gerçektteğn?!" diyen itici kızı, ayda yemek yiyien oğlanın, iple çeken çocuğun itici kere itici analarını içeren kinder reklamlarını kaldırın. hatta kelime oyunlu cin reklamların hepsini kaldırın. teşekkür edin, özür dileyin, günaydın diyin. bak bunlar niye bu kadar kısa cümleler hiç düşündün mü? daha çok insan söylesin diye. daha çok insan olun. yapın bunları! ne pahasına olursa olsun!
:* ünlü bir türk düşünürü der ki; "türkiyede 75 milyonun üzerinde vatandaş var. 75 milyon alıyoruz düz hesap. şimdi trt 1 den her gün 1 kişinin hesap numarası gün boyu duyrulcak ve herkes gidip o hesaba 1 tl yatırcak. nedir lan 1 tl 2 çay parası. her gün 1 insanımız trilyoner olacak beyler. ayda 30 kişiyi dünyanın en zengin insanları arasına sokcaz. yeni fabrikalar açılcak süper güç olcaz yani. savaşcaz filan ama hep biz kazancaz çünkü o insanlar gidip silah uçak fabrikası filan yapcak. düşünün 365 fabrika açılsa yılda. her birinden 2 uçak 730 uçaktan bahsediyorum. hepsini aynı anda kaldırsak kim karşı gelebilir dünyada bize. sadece 1 senede en güçlü ülke olabiliriz. lütfen bu sese kulak verin."
:* ceymi'ye insan eti pişir demiş yapımcısı.
kensi de çok etik bulmamış
"ama" demiş, " biliyorum tadı domuz etine benziyo"
demezler mi hayvanın oğlu,
kimin etini yedin diye.
ben de yatıp kalkıp bu adamın programlarını izliyorum
tveniforkiçında sabahtan akşama.
kaybettin beni ceymi, bundan sonrasını sen düşün.
:* ünlü bir türk düşünürüyüm.
etrafımdakiler arasında ünlüyümdür ayıptır söylemesi.
bi de düşündüklerimi hayata geçirebilecek fırsatlarım olsa..
:* diş bakımı önemli.
:* japonlarda L harfi yoksa
satrançta at nasıl ilerliyo?
of hayatları çok zor.
:* tutunamayanları bitiremeyenlerdenim.
:* sen hiç yüreğinin götürdüğü yere gidebilmek için
iki saat otobüs bekleyip
başlarım lan senin gibi yüreğe diyerek
kendine küstün mü okuyucu?
:* bugün çok aydınlık, çok ferah.
çünkü enise ç. bana mail atmış,
rabbim gününü aydınlık etsin demiş.
hakkaten gülümseyerek uyandım, mutluyum bugün ben.
enise!
yarın da allah gününü zengin etsin diye mail atar mısın?
:* ssg beta mı kullanıyo antik mi,
lüffen bunu burdan açıklasın.