hellö okuyucu!
nasılsın?
ben istanbula geldiği için mutlu,
bünyesinden aile hasreti kalktığından dolayı
oluşan boşluğu henüz dolduramamış,
hala işsiz,
ziyadesiyle güçsüzüm.
ankarada geçirdiğim iki yılın stresi,
yalnızlığı, derdini anlatamayışı sinir uçlarımı bloke etmiş sanırım.
tek başına bezgin bi ev bulma süreci,
sonra bulduğu evin beğenilecek bi tarafının olmaması,
mecburiyetten dünyanın parasını vermek,
uğraşıp evi adam edememek
çünkü nuhun nebiden kalma olması gibi
süreçleri de eklersek
dokunmasalar da ağlayacak durumdayım sürekli.
alışırım, biliyorum.
aileme yakınım, evin malzemesi değil semti para ediyo,
ahır gibi de değil neticede,
istanbulda zaten evler ankaradaki gibi nası olsun,
hiç olmazsa geniş ferah,
mutfağı yeni tertemiz en önemlisi o bak,
kız daha nezih siteyi nerden bulcaktın acaba,
halepi düşün filistini düşün otur şükret ağzına tükürmeyeyim,
ay aman sanki bizim mi ya sıkarım dişimi
yakın zamanda alırız gönlümüze göre bi yer şeklinde
pek çok teselli cümlesini sıraya dizdim
gün içinde periyodik olarak tekrarlıyorum.
bu arada teşekkürü bi takım mercilere borç biliyorum.
arada böyle nezaketliliklerim vardır.