6.10.16 2 yorum

çünkü özlemek çok karanlık


kaç zaman sonra kitaba dokunuyorum. 
günler oldu. 
okumadığımdan değil; tabletten falan okuyodum yine. 

zamanında envere bana doğum günü evlilik yıldönümü falan gibi kutlarsan ne gerek var kutlamazsan öküzsün günlerde kitap al demiştim.
 sonra bi rafta biriktirdim onun aldıklarını. 
az önce baktım, hiç ilişmediklerim var.

nasıl lüksmüş çocuğunun uyuması,
 evde iş olmaması. 

rahatça ayaklarını uzatıp kitap kokusu, kahve kokusu, çikolata kokusu diye sayıklamak. 
nasıl lüksmüş önceden rutin saydıklarım.. 

kitap alışverişine çıkmayalı iki yıl oldu okuyucu. 
önceden hevesle, bakınarak, altını çizerek yaptığım kitap listelerinin yerini şimdi yanına sevimsiz tikler atılan süt-yumurta- ıslak mendil listeleri almış.

şöyle bi sahaf, bi marmara çarşısı dolaşmayalı; 
elime bi kitap alıp çorluluda kendime elma çayı ısmarlamayalı, 
koltuğumun altına bi dergi sıkıştırarak grandeye girip 
"abi bana bi prenses!" diye seslenip
 şöyle en ayasofya manzarasından bi masaya kurulmayalı.

belki grande kapanmıştır. 
eskisi gibi değildir muhtemelen it kopuk dolmuştur çorlulu. 
hadi ders çıkışı laleliden sirkeciye kadar yürüyelim diyip zıplaya zıplaya, güle eğlene gittiğimiz taş yol şimdi endişeli, yorgun, geleceğinden kaygılı insanlarla doludur.
 belki benim burnumun direği sızlayarak andığım istanbulun her köşesinde bi şehit annesi ağlıyodur.

istanbulu özlemeye alışalı bile ne çok zaman olmuş.. 
belki ömrümün kalanı hep böyle geçer, 
bilemiyorum.
 belki ömrümün çok çok azı kalmıştır geriye.. 

dur, 
tadını çıkarayım. 



 
;