melaba okuyucu!
yazıcam yazıcam dedim yazamadım bi türlü,
beriltoşun odasıyla ilgili verdiğiniz tüüüm fikirler için
hepinize ayyrı ayrı teşekkür ederim öncelikle.
sonralıkla gelelim odanın hazırlanma sürecine.
benim çeyiz hazırlama zamanımda
-ki kendisi toplam bi hafta sürdü-
ikea'dan görüp beğendiğim çok şey oldu okuyucu.
ama analar durdurdu hep.
ikeadan çeyiz alınmaz,
efendime söyliyim git adam gibi mobilya al kaç sene kullanırsın,
eve doldurma öyle kıldır kıcık şeyler cümleleriyle bezeli
uzuun nutuklar dinledik enverle.
he sonra başkasının evinde gördükçe o eşyaları,
anaam iyi ki almamışım da dedim,
allahın bildiğini kuldan saklayacak değilim.
ama beril hesna sıpası bizi üç kişilik bi aile yapmaya karar verdiğinde
olm dedim bu sefer ikeadan alcam herşeyini.
azmı cezmi kasteyledim!
insanları ikna etmek için
"ya ikinci çocuk olursa ben ona bi daha mobilya mı uydurcam?"
"dün gece de rüyama ikeadaki beşik girmişti"
"bi keresinde ikeada bi dolap görmüştüm hmm baldan bile tatlıydı"
şeklinde tonlarca cümle kurdum.
annem garanticidir benim,
bebek doğsun odasını sonra yapın falan dedi ama
sonrasında nası kurcaz allasen?
bi altı ay kadar hayatın şaşkınlığı..
önceden iki kez gidip
ikisinde de hensvik serisini beğenmiştim.
sıpanın şimdiden on çocuğa yetecek eşyası olduğundan
bi de şifonyer seçmek lazımdı,
enn genişinden malm'ın şifonyeri seçildi getirildi.
bu arada dedesi "ay alt değiştirme masası"
"hey küvet", "hadi mama sandalyesi" derken
bi yandan da onu durdurmaya çalıştım baba allasen almayalım diye.
durdurmasam büyük çocuk karyolası alıp
çocuk büyüyene kadar çatıda bekletecekti,
neyse ki sadece alt değiştirme masasıyla kurtardık.
bütün eşyaları için dedesine çok teşekkürler..
ahmet amcası sağolsun
-ki bence amca, hala, dayı, anne, baba, kardeş, evlat olmak için
kesinlikle kan bağına ihtiyaç yoktur-
koca bi gece sabaha kadar uğraşıp didindiler ramazan ramazan.
çok çok teşekkürler..
isim konusunda sen de farkettiysen
kim ne demediyse onu seçtim yine..
herkesin içine sinmedi tabi,
ama alışsınlar diye hemen altem hobievi arandı,
yarım saat dil döküldü
"allahınızın aşkınaaa, nooğlur bana bi beril hesna kesin mdfden"
diyip yalvarıldı, ikna edildi (:
eminönü esnafı benden ne çekiyo bilemezsin okuyucu..
bütün odanın rengini bi atlı karıncaya göre ayarladığım için
herşey pembe, krem ve altın sarısı oldu.
hanfendinin ismi boyandı, kapı süsü için.
onu daha yapmadım, aşamalarıyla gelir.
dekor olarak toz pembe beyaz erengül aradım uzun uzun.
erengülle fğansıs dantelinden vazgeçmem dedim,
ne eminönü bıraktım ne kuk.
en son english home'da hem de indirimli bulunca
koca bi kucak alıverdim.
önce mobilyalara yapıştırdım.
sonra tutturdum abajur da abajur diye.
yine istanbul'un abajur namına bi ürün satan
hemen hemen her yerini gezip
-şaka şaka iki yere baktık-
benim beğendiğim abajurların 300-500 tl olduğunu
ve onların bile içime tam sinmediğini görünce
dedim kızım sana iskelet lazım,
anormalsin sen. kendi abajurunu kendin yap.
gidip en dandiğinden 7.5 tlye bi abajur aldım.
kensi bülent ersoy konseptli.
tanıştırayım;
tüylerini ve kumaşını itinayla yoldum,
sıpanın odasına uygun altın sarılı kremli kurdelayla kapladım.
istediğim gibi işlemeli fransız dantelleri bulamayınca
gel bakalım dedim bazanın altı.
halam çeyiz alışverişi yapılırken
"o onun dantellisi olur"
"bunun şantuklusu lazım" diye
zavallı babama herşeyin en pahalı ve gösterişlisini aldırmıştı.
mağaza çalışanları artık bana bi saniye diyip
"hala beğendi mi?" diye soruyodu.
valla her an her süreçte gelip bana fikir verdi,
benim gibi değildir o bildiğin kaliteden anlar.
halağ! haloşka! çok teşekkürler!
hal böyle olunca ömür boyu kullanılmayacak kadar dantel mevcuttu,
birini gözden çıkarıverdim.
he sonra halamın alev fışkırtan bakışları,
"neey kestin mi allah seni bildiği gibi yapsığn!"
nidalarıyla kısa süreli korkular yaşamadım değil.
ama olsun, her yere kullanırım ben onları.
-burdan da en büyük parçayı kestiğim sonucuna varılıyo-
abajura takım avize yapıp yapmamakta kararsızım,
gerek yok sanki; bilemedim..
oda kabataslak ortaya çıktı okuyucu.
detaylar yavaş yavaş tamamlanıyo.
bu arada battaniye de bitti, bak resimlerde beşiğin üstünde!
azıcık akıldan kıt olan semmma
battaniye biter bitmez halı yapma işine girdi.
yaparken kör olmasam bari..
klişe cümlelerdeki "bunu yapan" olmak istemem.
ilk altı ay için de anne yanı beşik düşünüyoruz dedik;
hemen araştırmış buluşturmuş o da benden dedi
onun için de amcama çok çok teşekkürler :)
fikir veren,
pinterest'e pinler ekleyen,
zahmet edip benle dolaşan,
uğraşan, düşünen, bir dakika bile olsa vakit harcayan
heerkese çok teşekkürler.
beril! bunlar hep senin için görüyon mu dana?
odanın detayları ve kendin yap projeleriyle karşında olucam okuyucu.
ne biçim de yakında!