:* özlemek,
kıymeti bilinmeyen zamanların aldığı öçtür.
:* erkeklerin en çok erkek çocuk isteyip
büyüdüklerinde en çok oğullarıyla çatışması
kişiliklerindeki bir bug değil de nedir okuyucu?
:* memur olayım istiyorum.
sefer tasımı alıp işe gideyim,
rutinin dibine vurayım.
çok ihtiyacım var bişeylerin düzenli gitmesine..
:* dün saçıma ak düşmemiş,
bu detayı merak edenler için belirteyim.
:* biri lost'u beyinlerimizden silse,
yeni bi diziymiş gibi baştan izlesek.
faraday'ı, dezmınd'ı, sooyır'ı özledim ulan!
:* vakti zamanında bir faraday çizmişliğim yok değil.
:* lost, dharma falan düşünürken aklıma geldi de
bence karma felsefesini dünyaya türk anneleri yaydı.
"o sana ne taktıysa sen de ona aynısını takıcan";
karmanın temel taşı değil de nedir?!
:* evde beş altı tane hesap makinesi buldum,
bi iki tane daha bulursam
hesap makinesiyle leblebi yazıcam.
kendi paralel evrenimi oluşturuyorum,
mutluyum huzurluyum.
adını setonya koydum.
:* annelerin "dur bak sana kimi veriyorum"
diyerek telefon uzatma hareketinden
daha rahatsız edici tek bi hareket biliyorum,
dürtmek.
maydonoz kadar rahatsız edici, dereotu kadar..
telefonu alıp
"istedin mi ki sen beni" diyip
yoo cevabını bekleyesim,
tamam o zaman diyip kapatasım,
o telefonu yerlere çalasım geliyo.
arayan zaten biliyo benim de o evde yaşadığımı,
aradığı insanla bi akrabalığım olduğunu.
istese ister dimi?
ama yok.
illa anne zorlaması.
:* türklerin en çok okuduğu şey
domestos kullanım kılavuzu.
arada oraya subliminal mesajlar yazsalar diyorum,
insanlara daha DÜRÜST olmakla ilgili..
belki işe yarar.
:)))
YanıtlaSilDomestos un kullanma kulavuzu demişken ben de o konuda pisikopat derecesindeyim ama ben aldığım markette alacağım herşeyin arkasını bi güzel çevirir okurum. Ama şükürler olsun ki onun dışında gazete hariç diğer yazılı dökümanlarıda okuyorum.
Memur olmak meselesine gelince o çok muamma bi durum en çok çalışan memurluğuda yaşadım yatarak para kazananınıda şu an yaşıyorum ama inanılmaz sıkıcı onu belirtiyim.
ben de deliler gibi yazılı herşeyi okuma halindeyim ama gazete bana çok gereksiz geliyo ya. internetten okuyabiliyoruz nasılsa, kağıt israfı değil de ne? tamam, kokusu, dokusu falan var ama bi yere kadar. bi kere kocaman. kontrolden çıkıyo.
SilBi de şu var ki genelde o koca kağıt tomarının en az %80 niteliksiz şeylerle dolu o yüzden internetden okumak mantıklı dediğin gibi ;)Böylece seçici olabilirsin ;)
YanıtlaSilhele cinayet haberleri..
Silhahahaha harika bir yazı olmuş doğra analizler dürüstlük konusun da katılıyorum sana ne harika olurdu dimi :)
YanıtlaSilkesinlikle.. biraz daha doğru insan oldurabilmek için çalışsa üreticiler. yoksa kadının iyisi de kötüsü de perde kokusuyla odanın ortasında dansedebilir yani. deterjan üreticilerinden böyle fikirler bekliyoruz.
Silhahay:)maydonozla aram iyi ama ben de dere otundan rahatsızım:))
YanıtlaSilben hepbirinden rahatsızım. yiyemiyorum, dokunamıyorum. taş çatlasın üç kere yemişliğim var, onda da maydonoz maydonoz olalı öyle nefret edilmemiştir.
Silzaman zaman sefertasları kovalıyor insanı
YanıtlaSilrutininde dibini delmiş gibi hissediyor bu zavallı kamu çalışanı:)
maydanoz tam da düşündüğüm gibi
dürtülmekde öyle
sefertası isterük, hiç kullanmadım ben.
Silrutin istiyorum, çalışma saatlerim ve konum belli olsun istiyorum. maydonoz istemiyorum ama. bi insan neden dürtme ihtiyacı duyar? yani sema desen, hişt desen, hö desen bakmicam mı ben? o dirsek darbesinin manası meali nedir hiç bilemedim..
demek ki neymiş kamu çalışanı olmak da "dışı seni için beni yakar" haliymiş ölesiye, burdaki yorumlara bakılırsa.
YanıtlaSilha bi de özlemek :(
O dürtmek varya tek bir hareketle beni en sinir eden şey olsa gerek. Bir de canımızı da acıtıyor bu yaniii. Bir kere değil seri dürtüler beni iyice deli ediyor.
YanıtlaSilbenim de dirseğimle dürtenin kafasını parçalayasım geliyo.
Sil