bırak olsun der beatles.
olmasına izin ver..
burdan bazı şeyler olmasın,
gerçekleşmesin, zorlaşsın diye kasan insanlara sesleniyorum;
bi çakarım var ya.
önce john lenınla birlikte vokal yapıyoruz: "uuuu"
sonra bi gülümseme,
bi başı dikleştirme hali,
kimilerine "sen konuş, ben hallederim işimi,
istediğin kadar engel ol, doğrusu bu" bakışı
ve ardından hak edilen ünlem;
laheyya!
bu aralar anlaşılmaz olduğumun farkındayım okuyucu.
tekerime taş koymak isteyen bi insanla ilk kez karşılaştım hayatımda,
bocaladım.
(bkz: tekeri olmak)
üstü kapalı yazılar yazdım,
derdini anlatamazlıklar içinde sıkıştım,
çıkıp "olm sen neden böyle yapıyon" diyemedim.
ben onun ağzını burnunu dağıtırdım da
ah damarlarımdaki asil ingiliz kanı..
bıktın benim serzenişlerimden, biliyorum.
adeta bi audrey oldum ben,
adeta bi tüm öğünleri tiffany'de yeme hali.
kestim zırlamayı,
inan ki çok zarifim.
gideyim de portakallı pekin ördeği yapayım.
Let it god derler ammaaa ipini sağlam kazığa bağlican da derler. Çok kararsız kaldım. :(
YanıtlaSilipini kazığa falan bağlamican, sonra o kazığı kafana çakıyolar. sadece güvendiğin insanları yanında tutmakta bence çözüm. en ufak bi tereddütte veya güven zedelenmesinde bak kapı orda demeyi bilmekte. he dicen ki öyle yapsak etrafımızda insan mı kalır, işte o zaman sadece insan olanlar kalır. ben yapabildim mi? yok. let it merhemi olan kendi başına derler bu durumda.
SilEn iyisi annenin dizinin dibinde oturup salçalı ekmek yemek
Silhem de süzme yoğurtlu salçalı. çocuğum olursa muhakkak alıştırıcam.
SilSorun güvendiğin dağlara kar yağması oluyor çoğu zaman.
YanıtlaSilBir şekilde güvenmesen zaten yanında olmaz o insanlar değil mi ?
kısır döngü. iki ucu ballı çubuk. tecrübe, büyümek.
Silama bu da üstü kapalı. yine bişi anlamadık. kim taş koymuş, nolmuş. anlayan anladı da ben mi anlamadım yoksa. aa.
YanıtlaSilinsanlar garipmiş, bi varmışlar, bi yok olmuşlar. çok da isabet olmuş. bzı insanlar hain ve nankörmüş, sema öğrenmiş, kalpleri kırılmasın diye kendilerine bişey dememiş ama içinde de kalırsa patlarmış. böyleyken böyleymiş (:
Silbende alıştırcam hem süzme yoğurtlu hem de salçalı!
YanıtlaSilnereli olduğunu öyle merak ediyorum ki semmma :)
ortaya karışığım (: ama çocukluğum eskişehirde geçti, bi kasabada. süzme yoğurtlu salçalı ekmek eskişehir anısıdır. çibörek gibi, eriğe dalmak gibi, akşam ezanıyla eve koşmak gibi. imkanım olsa da çocuğum olursa istanbul'da büyütmesem..
Silaaa ben de Eskişehir liyim:)hala burdayım :)
YanıtlaSilçocukken arkadaşımın bahçesinde hep yerdik..
valla mı ya? neresi? sarıcakayayı biliyo musun? mihalgaziyi, ılıcayı falan?
Silbabam sarıcakayalı :)çocukluğum orda geçti.
YanıtlaSilface in varsa ordan konuşalım mı? iyice merak ettim
şimdi bak seni :)
kullanmıyorum ki feysbuk.. benim de çocukluğum orda geçti, aynı döneme mi denk geldi bilmiyorum ama kaz memet, tombak bakkal, tatar süleyman, kamil kasap falan muhtemelen ikimizin zamanında da vardı(: ve cuma pazarı, eski tahta köprü, jandarmanın ilersindeki gondol salıncaklar. yaşlarımız tutmaz belki, belki sen öte mahallede oturmuşsundur, belki istanbullu hacıyı tanıyacağın kadar aynı zamandayızdır, bilemedim :)
Silyok canım orta mahalledeyim ben evimiz var orda büyük kahvenin üstünde:) hepsini hatırlıyorum:) babam taksicilik yapıyordu.ilkokulu 1 orda okudum. Tuğbayı tanıyorsan aynı dönemiz:) icra memurları/memurlar bi dönem kalıp gidiyorlardı görev icabı gelip tanıştığım çok arkadaşım oldu.blogumada beklerim:)
YanıtlaSilanaam nası da mutlu oldum ya (:
Sil