etrafımdakilerin yüzde yetmişine benden martin bakışı!

elimde yüzük görüp

evli misin? nişanlın nereli? nerde oturcaanız?

soruları yönelten teyzelere,

belieber pozları veren hakan akkaya'ya,

üremem de üremem diye tutturan bakterilere,

sabahın dokuzunda okulda olmama rağmen

dudak büküp "sen daha yeni mi geldiien?!" diyenlere,

saatlerce giyip tepinip genişletemediğim topuklulara,

mağazada çok güzel görünüp

evde bi halta benzemeyen kazaklara,

(mağaza ışıklarında bi efsun var, aha buraya yazıyorum.)

"daha önce kimseye bu kadar yakışmamıştıığ!" bakışları atıp,

miss worldmüşüm gibi davranan "kabin görevlileri"ne,

sırf laf olsun diye hal hatır soranlara,

iki dakika içinde bütün hayallerimi yıkanlara,

yardımcı olmak yerine panik yapanlara,

sormadığım halde geleceğimle ilgili

fikir(!) beyan edenlere,

(fesat değiller canım, aslaaaa..)

 KISKANÇLARAAĞ!,

bi fikir üretmediği halde "ben en iyisini bilirim" insanlarına,

 tırtıklanan eyelinera,

bozuk kahveye,

fiyatı 20 lira olan şeye

20 lira versen yeter diyen satıcıya,

yürürken önümde birden çotank diye duran tiplere

(böyle önüne geçip suratına yüzümü sokup),

berbat esprisine gülünmeyince

üst üste tekrarlayan anormallere,

bir aylık evli olup

ay tavsiye ederim herkes evlensin diyen daha anormallere,

"erkeğin elinin kiridir" diyen karaktersizlere,

en kötü özelliği dürüstlük olanlara,

(bkz: en kötü özelliğim dürüstlüğüm)

yatırımını budaklı meşe odunu desenli

pimapene yapan kadına,

hidayet'in annesine,

istenmediğinde kilolarca birikip

lazım olunca yok olan bozuk paralara..