melaba okuyucu!
halep, şehitlerimiz,
karamsarlık, ümitsizlik, yorgunluk,
ankara, kar, bir tanışı bulunmamak,
annesi de gidecek olsa yalnız uyumak yalnız uyanmak,
kendi için bişeyler yapamamak.
hayatım bundan ibaret diyeceğim ama
sahiden bundan ibaret olsa bu post burada biterdi.
karamsar değilim anacım.
bugün enver işe giderken mekini evde bıraktı.
bende bi külüstür var ama resmen kendi kendine konuşuyo,
bırak bloggerı gugılı açsam çok yorulup sövmeye başlıyo.
beril de uyuyunca aldım elime,
uzuun zaman sonra kahvemi bisküvimi kaptım
ayaklarımı altıma toplayıp kuruldum kaloriferin yanına.
ne çok özlemişim.
bissürü blogerın sayfasına girip postlarını bile okumadan
"hey ben evde otururken aklıma geliyosun,
okumaya fırsatım olmuyo ama düşünüyorum seni.
dua ediyorum, nasılsın?" yazdım.
cevap almak için değil.
zira alışkınım.
üç senedir kendisinden cevap alamadığım bi eşim var.
sanırım hayatım kendi kendine konuşmak, düşünmek,
susma kararı almak ve tekrar konuşmak döngüsü üstüne kurulu.
neyse, konu bu değil.
çok deneşik şeyler yaşamıyorum böyle ama
yazsana, nerdesin, nası gidiyo diye mail falan atıyonuz ya
of deli çılgınları gibi seviniyorum anlatamam.
bi bakıyorum da biz birbirini tanımayan,
çıkarı olmayan, sadece sevmek istediği için seven gerçek dostlarız.
olm neden buluştunuz da beni çağırmadınız derdi yok,
şu benim arkamdan şunu demiş derdi yok,
neden gelmedin derdi de yok.
kötü bi postunu okuduğunda "ne yapayım senin için?" maili atmak var.
tavsiyesini okumak, dinlemek, uygulamak var.
arada bi buluşup kahve içsek ya diye hayal kurmak var.
neticede kitaplar gibisin sayın blogır,
kafamda şekillendiriyorum okuduğum kadarıyla;
hayal kırıklığına uğramak yok.
ben ne zamandır seni okumuyorum şimdi bunu da okumuycam
ama seviyorum seni, iyi ki varsın dediğim insanlar
heey döndün mü bloğuna diyo ya,
içim eriyo.
keşke herkes karşısındakinin siyasi, dini,
milli görüşünü umursamadan
bu kadar samimi olabilse birbirine.
bu kadar kucaklayabilse sorgulamadan,
nerdeydin demeden.
demem o ki benim gözümde sanal değilsiniz.
bu bloğu iyi ki açmışım,
sizleri iyi ki görmüşüm,
bazılarınızla iyi ki büyümüşüm.
dönüşüm mufteşem olazak bebeyim!
ayyyyy işteee dönmüşsün muhteşem zaten yine kurnaz zeki komiksin işteeee :) senin şu biyoteknoloji şeysileri noldu yaaa giri beyin hücrelerin nabıyooo :)
YanıtlaSilve diğp bigün yanlış bloğa yazarken :D
Silyandı benim biyomühendislik kariyerim; mis gibi akademisyen olabilecekken tam tezimi yazma aşamasında kalktım ankaraya geldim. çöp oldu dört senelik emeğim. hatırladığım iyi oldu; akşama bi helvasını kavurayım. -tatlı yemek için saçma sapan bahane bulma konusunda sınır tanımamak-
bak ne dicem, sen uygun bir zamanda tekrar başla kariyerine, mutlaka yap, belki bikaç yıl sonra filan ama devam et lütfeen yaa.
Silbakalım, nasip artık pek bişeyde hevesim kalmadı. kendi mutsuzluğumdan bi döngü yapıp en ortasına oturmuş durumdayım.
Silİyi ki bloglar var... Sevgiler...
YanıtlaSildeğil mi ya :)
Sileskisi gibi değil, sosyal medya hesaplarından vakit bulamıyoruz çoğumuz bloglara bakmaya ama en azından samimi.
hııı sosyal medya hesabım yok ki hiç benim. dinozorlukta ısrarcıyım :)
YanıtlaSilen temizi. benim de sadece instagramım var, onda da iki akşamın biri sinirleniyorum manyak mı bu insanlar diye (:
Silbir de son post "hoşgeldin 2014" olmuş; sahalara dönüp 2017ye de hoşgeldin demenin vakti gelmedi mi
Silhmm o zaman niv yiır rezoluşinslarıma şunları da ekleyeyim:
YanıtlaSil1.blogumun tozunu almak
2.aldığım kararları uygulamak
ikincisi hep yarım anacım, hep yarım..
Silsen iyi ki varsın,iyi ki vardın,amaaaaa hep var olllll, yütfeeeennn
YanıtlaSilöyle mi dersin?
Sil