melaba okuyucu!
beril sare öğrenmeye çok meraklı bi bebek.
meselam doğar doğmaz "bana süt verme nasıl yapıldığını öğret" dedi.
ailecek çok şaşırdık.
şaka şaka. hiç şaşırmadık.
aslına bakarsan dünyadaki ikinci ayını devirdi.
ilerde olur da blogger bi hışımla beni bloglar dünyasından silmezse,
olur da internet dünya üzerinden yok olmazsa,
olur da beril sare okuma öğrenir blogları keşfeder
benimkine rastlar anamdan başka deliler varmış der
sonra annesi olduğumu farkeder geriye doğru tüm postları okumaya başlar
ve bu posta denk gelirse
ilk iki ayında neler öğrendiğini görsün istedim.
şimdi kağıda yazsam enverin faturalarıyla atarım falan..
doğar doğmaz kocamaaan bi ailesi olduğunu öğrendi.
iki metrekarelik hastane odasına
yetmiş iki kişi sığıp hep bir ağızdan
"oooğğğ çoğ datlıııı" diyen başka aile yoktu bizden başka.
bahçede bekleyen amcalarından,
odada başından ayrılmayan teyzelerinden
akraba olmak için kan bağına
gerek duyulmadığını öğrendi.
doğumdan sonraki ilk yarım saat içinde
retricadan tut, xnretrodan çık
onlarca fotoğraf programının varlığını öğrendi.
altmış günlük ömründe altmış bin fotoğrafı var haspamın..
ilk gece horlamayı öğrendi.
miyavlar gibi ağladığında halasının ve annesinin
saatlerce güldüğünü gördü,
ben bunları hep mutlu edeyim diyip sürekli ağlamayı öğrendi.
iki gün öncesine kadar da unutmadı..
kaşları başta olmak üzere
bütün uzuvlarını senkronize şekilde yedi yirmidört
oraya buraya sallamayı öğrendi,
uyku da dahil..
dokunmayı öğrendi.
doğduktan sonra ilk iki üç gün eldiven taktım.
sonra bana çekmiş olabileceğini düşünerek
ellerinin kapanmasından rahatsız olduğunu hissettim.
eldiveni çıkardım, motor beyin gelişimine de çok faydası var dediler.
ellerine hakim olmayı öğrendi.
ilk haftadan beri eldiven takmıyorum,
bi iki kez ağlama krizinde yüzünü çizdi, o kadar.
ne kadar sarılı, kaç kat örtülü olursa olsun
uyurken ellerini dışarı çıkarmayı;
hatta eskaza bilmeyen biri örterse uyanıp sinirlenip
o elleri tekrar çıkarıp ters bi bakış atmayı öğrendi.
sarılık oldu, annesinden babasından ayrı kalmayı öğrendi.
banyo yaparken suyla oynamayı öğrendi.
ilk haftalar zordu ama artık bayılıyo.
kurulanırken arıza çıkarmayı ihmal etmiyo tabi yine..
kandırmayı öğrendi.
bildiğin üçkağıtçı, gören herkes ilk bakışta anlıyo.
kalkmak için sanki bi yerine iğne batırmışsın gibi
çığlık çığlığa ağlıyo.
ama ayağa kalkarken yaptığımız o hamlede
anında susup gülümsemeye başlıyo.
olur da dizlerini kırıp oturur gibi yaparsan tekrar aynı hadise.
yok artık dedim denedim,
yatarken ağladığında ellerimi uzatıyorum,
daha ona ulaşmadan susup gülüyo.
bırakıp geri çekilirsem tekrar aynı şey.
kim öğretti buna bunları bi bulsam..
bi aylıkken gülmeyi öğrendi.
bi ay iki haftalıkken babasını her gördüğünde gülmeyi,
bi ay üç haftalıkken babası her "gül bakiyim kızım" dediğinde gülmeyi.
umarım hiç unutmaz,
çok ihtiyacımız olucak..
yine bir aylıkken benim diğer insanlardan farklı olduğumu öğrendi.
allahım nasıl bi mutluluk..
başkasından benim kucağıma geldiğinde
dakikalarca burnunu boynuma sürtmeyi,
koklaya koklaya yerleşmeye çalışmayı,
kafasını vura vura doğru yeri bulmaya çalışmayı öğrendi.
yok yav tanımaz daha, çok küçük diyenlere
ben her yanından geçtiğimde bana gelmek için ağlayarak
ve geldiği saniyede susarak
neler bildiğini öğretmeyi öğrendi.
üç haftalıkken perdenin dışında bi dünya olduğunu öğrendi.
kalktığında storları açana kadar oraya bakıp mızırdandı,
ben açıp güneşi içeri sokana dek.
kırk beş günlükken avmlerin ne kadar eğlenceli yerler olduğunu öğrendi.
-bana göre değil, ona göre-
denizi öğrendi.
yağmuru, rüzgarı, soğuğu sıcağı hepsini.
ilk karı büyüdüğünde görsün istiyorum ama,
ilk dokunduğundaki tepkisini çekebilmek istiyorum.
en çok yağmur sesini sevdi,
ne biçim mutlu oldum.
dedenin en çok cilve yapılacak insan olduğunu öğrendi.
çocuk resmen dedesine kirli çıkı muamelesi yapıyo,
baktı sürekli bişeyler getiriyo,
dedeyi gördüğü zaman bi konuşmak bi gülmek.
arada böyle çıkarcılıkları olucak diye çok korkuyorum okuyucu.
inşallah annesine çekmiştir de en sevdiği kişi
dedeleri olduğu için böyle yapıyodur.
inanmazsın okuyucu, poz vermeyi öğrendi.
kameraya cilveli cilveli bakıyo,
kumandayla denedim acaba kamera sanar mı diye,
ama yok telefon ve fotoğraf makinesine ayrı bi bakıyo.
sabretmeyi öğrendi.
sanırım en büyük başarım bu.
zavallı yevrum annesi fotoğraf çekmek için
onu soyup dakikalarca rujlarla orasını burasını öperken,
tüllere dantellere sararken,
saçma sapan kostümler dikip giydirirken gıkını çıkarmadan bekliyo.
normalde yatırsan mümkün değil durmaz,
deli deliyi görünce değneğini saklar mottosundan yola çıkarak
bu kadın nasısa bildiğini okur, en iyisi ölü taklidi yapmak diyo.
sabrediyo bana evladım.
ah çok vefalı okuyucu, çok..
maalesef, maalesef ve maalesef televizyonu öğrendi.
tesadüfen oldu, biz dikkat ediyoduk ama oldu bi kere.
şimdi sakinleştirmek için mecburen kullanıyorum
ama biraz büyüyüp anladığında nasıl birden kesicem
hiç fikrim yok.
neyse allah başka bağımlılık vermesin de..
bi de annesi post yazmaya başlamışken
özellikle uyanmayı öğrendi sanırım,
valla kendi bilir kendi kaybeder ben daha yazcaktım
neler neler de öğrenmişti tey tey ama mızırdanıyo,
koşmam ger
O ayakkabılar topuklumu?
YanıtlaSilebet. hazır yürüyemiyoken giysin dedim, şimdi hevesini alırsa belki ilerde gerek duymaz..
SilAllah'ım nasıl bir şey bu yahu?!
YanıtlaSilAynı benim gibi tontiş bir şey , ısırmak istiyorummmm ! :)
Maşallah kızımız annesi gibi pek zeki,bu yüzden hiç şaşırtmadı beni! :)
Hele o ayakkabılar oy oyy ... :)
buyron ısırın efenim. geldiniz de kapıdan mı çevirdik?
Silhalbuki ne hisli yorum yazmıştım, gitmeyiverdi
YanıtlaSilböyle mis gibi anılar biriktirmeye devam et inşallah, maşaallah size (:
belki de ağlarımdır, o yüzden gelmemiştir..
SilMaşallah !
YanıtlaSilİlkler her zaman özeldir, ilerde bunları okuduğunda ne kadar değerli bir anı bıraktığını anlayacak :))
inşallah.. bi an önce büyüse de..
SilheyAllahım yaaa ayakkbına tükürem senin(küfür değil yöresel tabir)
YanıtlaSilmaşallah ne çok şey öğrenmiş yakında kahve yapmayı da öğrenir hanım kızımız haber ver o zaman.
gelen misafirin ayakkabısına tükürürsen veya tuz koyarsan bi daha asla o eve gelmiyomuş. şimdi burdan pek sevgili bazı okuyucuların işine yarar diye söylemek istedim, aklıma gelmişken.
Silkaaveye çok var, oo çok var. ay. çok var.
Valla o da annesi gibi bir blogger olacaksa faydası bize
YanıtlaSilhehehehehehe
bak ya nası da kendimi bişey sandırıyo..
Silay onu da annesini de yeriim ama nası tatlı bi anlatış nası tatlı bi bebiiiş :) :)
YanıtlaSilgelsene bi kahve içelim (:
Silgeliyorum okuyorum satirlada kayarken yüregim
YanıtlaSilhayat bulup nese duyuyor nefes aliyorum
tam ayrilacakken anamdan bacimdan ayriliyorum gibi oluyor .
bu acinin tarifi yok bacim olmussun kizim olmussun
doyamadim iste .. kokladim kana kana
son yıllarda hiç böyle bi kendini bişey zannetmek hissetmemiştim, çuvaldızdan şu yoruma terfi etmek paha biçilemez!
Silalmanyaya gelcez biz, acun abi biz doşlanda geldik bitbaks yapcaz dicez sana. şimdilik ümit etme halindeyim, allah büyük sesini duydum yüzünü de gösterir (:
canımmmmm , gözün aydın, güle güle büyüt, geç oldu bunları yazmak
YanıtlaSilaffet nolur ,son zamanlarda ihmal ettim birçok şeyi
öptüm sizi :)
ben insanlıktan çıktım sen ne diyosun, ihmal kelimesinin sözlük anlamı gibiyim (: bi de affet demiş, sen affet kimbilir kaç gün oldu sen yazalı ben görmeyeli..
Silben onu yerim ki ekmeksiz hem de çok tatlı çok maşallah bian geçen koca bir yılımı okudum satırlarda içerde uyuyan yavrumu özledim ah o resımlerın kıymetını bıl bıraz buyudumu resım çekmek nerde ıse ımkansız olacak Allah senın gıbı bır anne nasıl etmıs kucuk meleğe inşallah bunları okumayı da nasip eder uzun hayırlı ömürleri olsun
YanıtlaSilamiin.. her günü başka güzel dimi (:
Sil