cast merriyıd

bayanlar ve baylar,

madamlar ve mösyöler,

selam bebeyim!

nasılsın?

cümlelerime ttnet'e söverek başlamak istiyorum,

fiberin kurusun!

iki gün içinde bağlanacak denen internetin

yirmi gün boyunca sebepsiz yere açılmaması sonucu

beni ço özlediğini biliyorum.

ağladın dimi?

hadi hadi biliyorum ben, cool durmaya çalışma.

gelinlik hani,

hani gelinlik, bize de göstersene diyenler için
konuya düğünden başlayayım.

düğün için gereken damadı
ben nişan zamanından temin etmiştim.
çok şansını zorlamayınca, biraz özenli davranınca
bu damat denen şey düğüne kadar dayanıyo merak etme.

damat hazır olunca yer seçiyosun,
davetiye bastırıyosun.

düğün gününe kadar eksik tamamlayabilirsen
-tek eksik damat sandın dimi,
haha çok safsın bebeyim.
dünyayı satın alıyosun!-
yapman gereken tek şey olarak gülümsemek kalıyo.

benim gibi kuaförüne, fotoğraf çekimine falan
sadece damadı alıp gidersen işin kolay.
her kafadan bi ses çıkıp "o öyle olsun" "burası böyle olmadı" diyen olmuyo.

şimdi bişey sorucam;
bunca yıllık türk insanısın, en az on düğüne gitmişsindir.
kimin kına çerezini, kimin saçını, kimin gelinliğinin detaylarını,
kimin eyelinerının yamuk olup olmadığını hatırlıyosun okuyucu?

insanlar unutuyo, bak sen bile ne kadar zekisin
unutmuşsun çoğunu..

gelip geçici şeyler için mızıklanmak sadece gününü mahvediyo.

evin içinde de peşinden gelip 
"bu gelinliğin rengini niye böyle yaptırdın"
"aha bu omuzlarına niye taş işletmedin"
"sen niye çizdin hazırı yok muydu"
"senin gözlerin zaten kocaman niye bi de bu siyahı sürdürdün"
"kaynanan nerde kaldı"
diye sanki gelinlik çok rahatmış gibi
bi de oranı buranı dürten hanım akrabayı itinayla annene şikayet edip
"anneaaa alın bunu başımdan allasen" dedikten sonra rahatsın.

bu süreçte ne damadı üz, ne o seni üzsün.
gerekirse haber ver, toplanıp hesabını görelim kensinin.

çünkü balayında başbaşa kalıyosun
ve içindeki hulk'ın dışarı çıkması için çok müsait bi ortam.
gerginliklerin içinde birikmesine müsaade etme.
resepsiyonu arayıp "zopa var mı zopa" falan diye de sorma.
evlenmeden geyşa evlenince ninja diye adını çıkarırlar.

36 numaraysa benim gibi ayakların, yandın.
uzuuun bi liste seni bekliyo.
sonra bi de arayıp soruyolar, silindi mi isimler diye.
nevada'lı bilim adamları bu konuda bi istatistik tutsun lütfen,
biloğumu takip ettiğinizi biliyorum.
ismi silinenlerden kaçı evlenmiş, ne kadar zaman içinde,
bi tekzip yayınlayıp türk teyzelerine dağıtın allasen.

eğer benim gibi ailene çok bağlıysan
mesela deden ölümlü dünya dediğinde
ölcen mi sen yani diyip ağlıyosan,
evden çıkmak çok zor okuyucu..
ah çok zor.

düğün süresini evden ayrılmadan ağlayarak geçirmen işten bile değil.

ne yaş farkı, ne iletişim eksikliği, ne geçirilemeyen zaman,
hiçbiri kardeşten ayrılmayı kolaylaştırmıyo..

baban bi gözümün nuru diyip sarılıyo,
ben ne halt etmeye evleniyorum ulan diyip
duvağı falan söküp atasın geliyo.

ne yeni yerine tam mutlu gidebiliyosun,
ne anne evinden ayrılırken tam anlamıyla mutsuzsun.
hep bi yerde bi eksik..

bi de o nüfus kütüğünün değişmesi,
bi kere bile görmediğin bi yere kaydolman,
doğru dürüst tanımadığın bi ailenin bilmemkaçıncı sırasına yazılman falan
çok saçma.

hemen evli arkadaşlarla bi muhabbete girme çabası,
akşam çaya çağırmalar falan başlamasın.
dışlamayın bekarları,
aslında hepimiz birer bekar adayıyız!

hele hele çevresindeki bekarlara kısmet arayanlardan
asla olma.
evlenince yüzüne zafer ifadesi yerleşen kadınların
bi kaç sene sonra "bi hata yaptık ama"ya dönüştüğü gözlemlenmiş,
biz öyle duyduk.

sorumluluğun, faturaların, paylaştıkların gittikçe büyüyo.
ama önemli olan bunların değil
poponun, göbeğinin, sessizliğinin büyümemesi.
bak ben nası da yemek yapıyorum diyip
her gün on çeşit tatlı on çeşit tuzlu yapma.
bu konuda rehberin olucam,
iki kişilik yemekler bloğu yapım aşamasında.
içine de atma hiçbişeyi.
sonrası kötü oluyomuş, öyle diyolla.

ev işlerinin yarısı senin anlaşmalarına falan hiç gerek yok.
biz mesela paylaştık enverle,
bu halı temizler halısı bu halı kirliler halısı olsun dedik,
neyin nerde olduğunu biliyoruz.
arada böyle zekiliklerimiz vardır.
(bkz: nereye attıysan ordadır)

engiiin tecrübelerimden faydalandırmak üzre burlardayım.
(bkz: haspam)

şaka be şaka.
öğrenmeye çalışıyorum daha ben.
hep birlikte eğlenicez, amaç bu..