1.10.13

hurda mum alınır hurdaacıı!

naaber okuyucu?
ben hastayım.

her gün bi yere koşturup
"oov evin de bu eksiği var" dediğim zamanları geride bıraktım.
eksik kalmayınca "o duvara sticker lazım"
"bu rafa renkli vida alayım"
"aman da benim üstünde cupcake resmi olan iki katlı
cupcake servis tabağım yok" şeklinde icatlar çıkarıp
aman israf bee cümlesiyle durumu sonlandırıyorum.

kendime babamı iflasa sürüklememek için bi slogan buldum,
"olmasa ölücen mi?"

ama boş durmuyorum!
hayır!

gidip gelip eşyaları paketlerinden çıkarıyorum.
(çok önemli bi iş, ebet.)
çok kullanmışım eskimiş de
geri dönüştürmeliymişim gibi iyi bi inceliyorum.
hayır bi allahın kulu da demiyo ki
kızım az bi kullansaydın ellemeden kurcalamadan önce?

 

az önce gözüm şu sabunluk takımına ilişti.
hangi akla hizmet almışım hiç belli değil..

ben bunu küçük banyoya koyayım,
kalpli bi de lamba alayım,
şu kalpli diş fırçalıklardan da asayım
ıd yapayım bıd yapayım derken üç saniyede kombinasyonu oluşturuverdim.

ama bi pürüz vardı;
olm banyoda o süngerin fırçanın ne işi var?!

tamam dedim ben oraya kalp şeklinde de sabun alayım minik minik.
ama israf sınırını yüzde bi milyon aşmış,
bulduğum otu çöpü "oyyi ne şiriiğn!" nidasıyla,
avına atlayan kaplan edasıyla kapmış olduğum için
dedim kendi sabunumu ben kendim yaparım.


daha önceden sabun yapmışlığım var.
sonra o sabunların pürüzlü pürüzlü kalmışlığı,
kururken suyunu kaybedip cücük kadar olmuşluğu,
hatta mikrodalgada eritirken
evi barkı kara kara dumanlar sarmışlığı da var.

neyse ki komşular gelip
"hayırdır otağ beyiniz öldü de haber vermek için is mi çıkarıyonuz" demedi.

bi de sabun dediğin banyolu ortamda erir, yamulur.

tamam, salonumu kullanmayın
aman o koltuğa oturmayın
her bulduğunuz yere örtü serin diyecek kadar babanne değilim
ama el emeği sabunlarımı da
enverin koca adam arkadaşlarının kocaman ellerinde heba ettirmem!

çözüm neydi?
çözüm emekti.
şaka be şaka.

bana sabun görünümlü ama sabun gibi erimeyecek bişey lazımdı.
ve neyse ki dünya üzerinde bu icat
elettirikten bile önce yapılmıştı!
mum!

peki bizde var mıydı? hayır.
saatin benim için önemi var mıydı? yine hayır.

en sevimli surat ifademi takındım,
apartmanı dolaşmaya başladım.
"acaba kullanılmış, eski mumunuz var mı?" diyerek.
neyse ki ganimet yengemden çıktı,
elime koca bi poşet mumu tutuşturuverdi.

kalp dediğin kırmızı olur,
bunca senelik biyoloğum daha başka rengini görmedim diyerek
evde pastel boya aramaya başladım.

ama unuttuğum bi gerçek vardı,
yeni gelinin bu kadar pastel boyası kuru boyası olmaz
diye baskı yapan zihniyet sayesinde
tüm boyalarımı narin'e vermiştim.
siz boyasız gelinsiniz diye biz de olmak
zorunda mıyız anneler?!

gidip gönlü zengin komşu kızı narin'in kapısını çaldım.
(yazar burada gönlü zengin lafını kullanarak ironi yapıyor)
"nariiğn, canıığm, ne tatlı pijaman vaar
ben hani sana boyalar vermiştim ya
onun kırmızısı lazım değilse azıcık alayım mı?" dedim.

narin kırmızı boyayı eline aldı,
ölçtü, biçti, bana bi baktı
"napıcan" dedi.

"ama" dedim "biri birinden bişey isteyince napıcan denmez,
lazım ondan istiyorum. bak ben verirken sana öyle sormamıştım"

"ama" dedi, "ben senden istemedim sen kendin verdin.
sen istersen ben sorarım."

vay arkadaş, beş yaşındaki kapitaliste bak sen..
sağolsun boyanın dörtte birini verdi.




eski mumların fitillerini çıkardım,
bişiy yapardım ki ben onlarla.
mumları krispy kreme kutusuna rendeledim,
allam mum koydum donut çıksın diye dua edip
kutunun kapağını bi kaç kez açıp kapattım ama
tutmadı duam.
olsun, bi dahakine inşallah.

pastel boyayı kattım,
benmari usulü erittim.
sonra da popcake için kullanmak üzere aldığım kalpli kalıba döktüm.


attım buzdolabına.
mum dilenme ve narinle pazarlık aşamasını saymazsak
(ki senin saymana gerek yok okuyucu)
toplamda beş dakikalık bi işlem.
 püf noktalarını vermek gerekirse
neyse gerekmez ben uğraştım sen de uğraş.

joke joke,
yok püf noktası falan.

mumu rendelersen çok çabuk eriyo,
oo bu ne böyle su gibi oldu azcık un mu katsam falan diye düşünme
yani benim bi aklımdan geçmedi değil.
mumu eritmek için kullandığın kabı da
hemen soğuk suya tutup telle ovalarsan kolayca temizleniyo.
ben sonucu sevdim


olur yani göndermek istersen
dibi gelmiş mumlarını falan..


20 yorum:

  1. Yaptıkların çok güzel sende öyle ama bak uzun oluyor postların meşgul anneler tarafından okunmaktasınız hanfendi lütfen ya kısaltın ya da bize özel özetli halini hazırlayın.;)
    Nokta

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. alt alta yazıyorum ya, aslına bakarsan ondan (:

      yoksa yan yana yazsam üç paragraf. bi de blog boylamasına uzun. ama illa özet geç dersen, hurda mum alınır yağlı boyaaağ!

      :*

      Sil
    2. Bakma sen banaa.
      Möhim sebeplerden dolayı okuyamadım bu sefer(bkz:anne sür,anne çiş,anne bebeğim düştü)
      Over.

      Sil
    3. Okudum.
      Hepiciğini.

      Enver kim?


      Yatmalıyım.

      Sil
    4. (: ben bi gün gelir o turuncu halının üstüne serilir mükemmel fincanlarından kahvemi içerken uzuuuun uzun anlatırım hepsini sana, olur mu?

      anne bebeğim mi düştü? pansuman mı yapıyosun napıyosun?

      Sil
  2. süper fikir bende hep mumu eritip şekil verecektim bir ürlü yapamadım kırmızı renkde hoş olmuş emeğine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. mum boyası diye bişey varmış da ben pastel de aynı işi görür diye düşündüm gayet güzel de gördü (: hatta ruj düşündüm ilk başta, ama kırmızı rujum yoğudu. pastel boyalarım narin'in ellerinde olmasaydı o hooo..

      Sil
  3. Adsız00:14

    Banyolu yer derken :D:D:D

    YanıtlaSil
  4. tamam ama benim tek ihtiyacım aamir khan'dı sen niye sildin ki o postu ? :(
    bütün haftasonu aamir khan ve şebnem ferah dinleyip Mecnun gibi "ıhıhhı" diye ağladım. sonra geçti mi? geçmedi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. oyyi ^^ kıyamam.. nen var? evin içinde ördek gibi aal izz well diye bağırınarak dolaşınca dedim apartmanın ruh sağlığını bozmamak, duvarları oklavayla deldirmemek lazım (: şaka şaka, hiç oklavayla duvarına vurulan bi apartmanda oturmadık biz, çok isterdim. bilmiyorum ki sildim birden işte ne bileyim aslına bakarsan bi sebep de yokmuş.

      peki, neyin var?

      Sil
  5. ebetçi okuyucu09:27

    0.o kaldım beele. her yeni postla ufkumu genişletiyosun yazıcı.
    o değil de üşenmedin mi o kadar yorgunluğun üstüne.
    yine o değil de denerim ben bunu.

    o narin de nası bişeymiş ya. babannem "şimdiki çocuklar donuyla doğuyo" derdi de gülerdik. bana bu yaşımda biri gelse, o cevap benim aklıma gelmez yemin ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne donu, alttan çıtçıtlı badisiyle doğuyolar. yakında victoria's secretlarıyla doğarlarsa hiç şaşmam.

      benim de gelmez yani, aa dur olacaktı vereyim, al al hepsini al, ay rica ederim al derim direk. cimri doğuyo bunlar hemşire. utanmasalar göbek bağını analarından söküp bellerine dolayıp gezicekler. paylaşım sıfır.

      gördükçe kafam karışıyo, çocuğu böyle mi yetiştirmek lazım ki ezilmesin yoksa paylaş ki çoğalsın felsefesi edindirip sonra anneeeğ beni enayi yerine koydular dediğinde omzunu açmak mı lazım bilemedim. belki de fıtratımızda vardır böyle olmak.

      bi pastel boya parçasından ne dertlendim hemşire..

      Sil
  6. Ay harika olmuş, ellerine sağlık.
    Ben daha önce denemiştim bunu; ama rendeyi falan temizlemek işkence olunca bir daha cesaret edemedim.
    Şimdi minik deniz kabuklarının içini doldurmak istiyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ebetçi okuyucu10:58

      aa hakkaten nesrin hanım doğru diyo, rendeyi nasıl temizledin hemşiiğre?

      Sil
    2. oğ diyır! deniz kabuğu ne kadar orjinal bi fikir (:

      rendeyi de kaynar su - bılaşık deterjanı tel üçlüsüyle üç saniyede temizleyiverdim. ilk rendeden sonra mumun fitili rendelerken yırtıldığı için mumu makasla kese kese küçülttüm, daha rahat oldu hem de fitil sağlam kaldı.

      Sil
  7. Valla süper başarılı olmuş. Böyle gelinlerin alışveriş muhabbetlerini dinledikçe okudukça kendimden çok korkuyorum ya!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bitiyo ya, bi bakıyosun olmuş bitmiş hepsi (:

      Sil
  8. Pes diyorum sana yha :) Müthiş olmuş, güle güle kullan...

    YanıtlaSil

 
;