isyean!
ebet, bugünün başlangıcı kesinlikle bu kelimeyle olmalı.
uzun zamandır burlara adam akıllı uğramıyodum okuyucu.
(adam akıllı da ne garip bi deyim,
akıllı adam çokmuş gibi..)
sabahın kör vaktinde
gece ağlamalarından kurtulmak için kalktım.
başka bi amacım yok,
uykumda ağlamıyo olsam allah seni inandırsın
akşama kadar danalar gibi yatabilirdim.
ama gözlerim şişmemeli, zaten biri bi değişik.
sabaha kadar dayak yemiş
sonra kodesin bi köşesine sızmış kadınlar gibiyim.
önceki geceki ziyaretçim pek sevgili karabasan
-ki kensi ayda iki kez gelir, bazen böyle vefalılıkları oluyor,
nüfusuma geçiricem yakında-
sol gözüme inme indirdi resmen.
düğün öncesi tam da olacak işti, gözümün beyazı artık kırmızı.
nolcak ki şimdi bu diye düşünüp okunmuş refreshleri dökerken
bi de dün gece uykumda zırıl zırıl ağladım.
hayır, ben rüya sanıyodum
neyin kandırmacası anlamıyorum ki..
suratıma akan rimeller,
ağzımda diş fırçam,
kaburgalarımın arasında tarifi belirsiz bi acı,
kulağımda çook eski bi teoman şarkısıyla
açtım bilogırı önüme.
bi bakayım dedim, kim ne yapmış ben yokken.
önce cesi'ye baktım.
nohut'la ayrıldım galiba yazmış.
a aa dedim nohut kim be?!
nohut oğlan fırat mı? ayrılmış mı?
e o zaman birleşmiş?
ben neden hiçbişeyi bilmiyoruuuğm şeklinde kensine isyan edip
suratımı büzüştürerek dişlerimi fırçalamaya devam ettim.
sonra lacrymosa'nın "geçti.geçmedi." postuna ilişti gözüm
zira ben de geçti mi geçmedi mi modundaydım.
sanıyorum benim de çok kez izlediğim bi filmi
-öyle dikkatli izlemişim ki emin olamadım-
içime hüzün öküzü oturtarak yazmış, okudum.
isyan etmekte geciktim mi? yoo dostum yoo.
ah dedim bi sarı bavulum olsa, bi bordo atkım.
önümde eski bi tren, gözümde kocaman gözlükler.
arkamda uzun bi yol, önümde daha uzun..
ama olmaz annem dedim, olmaz yavruuğm.
bizde arkada ağlayan anne olur,
atkıyı boyna sıkıştırıp sırta pat pat vuran baba olur,
yaprak sarmalı kuru köfteli yolluk olur.
allahım neden krem dö la krem olamamak var hamurumuzda?!
kendisine de isyanımı bulaştırıp luna'ya geçtim.
yok, o çok naif.
orda benim çemkirmelerime yer yok.
yemek bloglarında gördüğüm yemeklere isyan ettim,
olsa da yesek suzan'ın kara lahana çorbasına,
allah ne verdiyse'nin rokalı balıklı
mayonezli yemeğine özellikle.
diğp kadar kreatif olup
şarj spreyini önceden bulamadığıma, üretmediğime isyan ettim.
-hayır şimdi biri buldu, hadi üretsene.
yok anacım benim yapabildiğim sadece isyana bahane üretmek-
şanselize bulvarı'nın da bana yakın
ama isyanı alınmış bi ruh halinde olduğunu gördüm.
yağlı boya'ya da gidip
ben yoğudum neler yapmışın sen bu camları ne güzel boyamışın
ben neden boyayamıyoruuğm şeklinde
bi isyan da orda edicektim ama
dedim bu kadın zarif.
tasarım - tebessüm - tefekkür bu kadın.
allahım ne zarif..
azıcık asalet geldi yüzüme de gittim kendime bi çekidüzen verdim.
aslına bakarsan isyanım çok başka bişeye.
-doğuş'un ben küçükken bi şarkısı vardı,
allahım isyanım sana değil kendime falan diyodu.
nedeeeğn diye bağırıyodu, çok korkuyodum ben o klipten.
burdan beynimin çöplüğe dönüşmesine katkıda bulunan
bütün klip kanallarına ve çocukluğuma öpücüklerimi sunuyorum-
aman sus, sakin ol, gergin zamanlar diye
kendimi teskin ettiğim durumlar
gece ağlamaları, fizyolojik sıkıntılar, okunamayan kitaplar,
yarım kalan kahveler ve siz sayın bloggerların sayfalarında
ota çöpe isyan etmeler olarak kendini gösteriyo.
bilirim, çekersiniz nazımı.
alttan alın azcık, olur mu?
:*
(bak bu öpücük de herkese nasip olmaz okuyucu,
kıymetini bil.
bilmiyosun hiçbişeyin kıymetini!)
(tamam, isyan etmiyorum..)
Öpücük çok kıymetli :)))
YanıtlaSilbilinçaltın, bilinçüstün komple çok yoğun belli ama oy oyy.
bi başımı okşayanım olaydı iyiydi..
Silhem ağlarım hem giderim beele bişimi.
YanıtlaSilevlenmicem ben.
ben de.
Sil