21.6.16

aslında öyle kararlar vermeliydim ki bu post hiç yazılmamalıydı.


naber okuyucu?

öyle içime kapanık bi hayat yaşıyorum ki anlatamam.
çünkü dışıma açılıcak kimse yok, elim mahkum.

ben kararlarımı hep kendim aldım,
hiçbirinden pişman olmadım.
okumak istediğim bölüm tek tercihimdi,
okumak istediğim üniversite tek tercihimdi.
yine girsem, yine aynı dokuz kişiyle mezun olurum.
başka bi arkadaş grubuna katılmam.
en mükemmeli benim arkadaşlarım çünkü.

okuldan sonra master tek tercihimdi,
masterda bile bölüm, okul ve hatta hoca bile tek tercihimdi.

yüzlerce kişi arasından iki kişi seçildik,
iki hoca bizi karşısına aldı hanginiz neye eğilimlisiniz anlayalım diye.
biri dekan yardımcısı, biri bölüm başkanı.
ben dedim, bölüm başkanıyla çalışmak istiyorum
eğilimlerimi alanımı boşverin.
eğer sizle çalışamayacaksam başkasının hakkını yemeyeyim.

kendi ailemden başka bi aileye mensup olamazdım sanırım.
benimkiler de her insan gibi mükemmel değil elbette ama
diğer aileler bana göre hep ya daha soğuk, ya daha cıvık.
eğer tercih edebilseydim ailemi seçerdim dünyadaki milyonlarca aile arasından.

sonra evlenirken,
eşimden başkasını tercih etmem dedim.
hayır sorsan sebep ne, neyine güveniyon.
cevabım yok.
içgüdüsel bunlar hep.

beril doğdu, galiba her anne benim gibidir ama;
daha güzel, daha akıllı, daha uslu olsun umrumda değil
bana seçme imkanı tanınsa ben milyarlarca bebek arasından onu seçerdim.

çok güzel, çok sevimli değilim.
çok akıllı da değilim.
belki fazla vaktim olduğundan, diğer insanlara göre daha çok düşünürüm.
illa okurum, gözümden kan aksa yine okurum.
çok edepli, çok ahlaklı, çok becerikli değilim.
ama uğraşırım.
bi makarnaysa bile yapılacak olan, yapılmış olmak için yapılmasın isterim.
çok düzenli, çok titiz değilim.
ama oturmaya vaktim olmaz, döner dolaşır toplamaya çalışırım.
çok özellikli değilim, ama seçme hakkım olsa
ben yine kendimi seçerdim.

beni büyüten ailemi, birlikte çocuk büyüttüğüm ailemi,
tercihlerimi, kendimi seviyorum.
şükredecek çok sebebim var, farkındayım.
ama kafam bu aralar çok karışık okuyucu.

senelerdir verip arkasında durduğum her karardan vazgeçiyorum.
öyle bir düşünme, bunalma, düşündüğünü kimseyle paylaşamama,
akıl alamama ve kendi aklının yetmemesi hali ki;
bi sabah kapıdan çıkıp
"melaba yeni hayatım, sende içinde verdiğim eski kararların hiçbiri yok,
hadi ankaraya da çav bella diyelim" diyesim geliyo.

önüme bundan sonraki hayatımda neler yapabileceğimin bi listesini koyuyorum.

yepyeni bi okulda mastera tekrar başlayabilirim,
enver için yarım kaldı zira.

bi laboratuvara başvururum, mikrobiyoloğum ben.
bi petriye burnumu dayadım mı benden mutlusu olmaz.
besiyeri hazırlarım, henüz 26 yaşında yemek yapmaktan bunalmış bile olabilirim.

formasyona başvururum sonra,
öğretmenlik tam benim işim.
yapmışlığım var, onca öğrenciye "yaa ne tatlısınız hocaam" dedirtmişliğim var.
çok mutlu olurum belki.

bi butik pastane açarım belki,
workshoplar veririm.
ne biliyosun da neyin workshopu deme okuyucu alınırım,
mutlu dükkanlarda çikolata fabrikalarında az dirsek çürütmüşlüğüm yoktur.

azcık para biriktirebilirsem bi otomatik araba alırım kendime,
bizinki çok zor.
berili daha sosyal olabileceği bi yerlere götürürüm.

ben 26 yaşındayım okuyucu.
bu zamana kadar verdiğim hiç bi karardan pişman olmadım ama
şimdi hepsini sırayla sorguluyorum.

eğer diyorum mutlu olmak için yaptıklarının sonucunda
mutluluk gelmediyse sana,
kim için ne için uğraştın?

sen herkesten önce tuttun isteklerini,
herkesin isteklerinin gerisinde kaldın.
hep kenarda halihazırda bekleyen oldun,
alttan almaya çalışan, orta yolu bulmaya çalışan,
hep "aman o da olmasa nolur ki" diyen oldun.
hayalin kalmadı.

henüz 26 yaşındasın.
hayalin kalmadı.









15 yorum:

  1. yasa boğdun, üzdün yazıcı :( ne bu karamsarlık? mübarek ramazan ayındayız, oruç mu vurdu? noldu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. oruç nası rahat bu sene, allahım bu sıcağa rağmen nasıl ferahlığını veriyo anlatamam. beni durumlar maffetti.

      Sil
  2. Terazi burcuyla alakalı bir durum olabilir mi? Ben de bir ikizler olarak benzer burçlardanız.Arada oluyor öyle ama sonra geçiyor.Tavsiyem,Kalbini ferah tut..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. geçiyo geçiyo da sonra tekrar oluyo ya, bi de oturup ben bu arada hiçbişeyi değiştirememişim diye üzülüyorum.

      Sil
  3. Hepimiz aynıyız canım.
    Kadın olmak böyle bir şey sanırım.
    Biz öyle ya da böyle bir adamın peşine takılıp gidiyoruz, sonra bakıyoruz o adam bizim hayal ettiğimizden farklı aslında. Bakıyorsun hep onun işi zorunlulukları ön planda. Kadınsın nasıl olsa çocuğa sen bakacaksın, vs.. Kendini hep ona uyduruyorsun ama sonra bir bakıyorsun o sana hiç uymuyor.
    Aradabir bana da oluyor, sonra bazen geçiyor bazen geçmiyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. geçmeyince daha kötü olmuyo mu nesrin? en azından kafanı dağıtacak bi işin var halihazırda gidip geldiğin. gerçi senin kafan da oğuzalp konusunda dağılıyodur ama büyüdü zaten o tosbik de. bilemiyorum, böyle mi geçicek ömrümüz?

      Sil
  4. İnsan birandan sonra sorgulamaya başlıyor hayatı eskiden ona yetenler yetmemeye başlıyor üretmek başarmak istiyor kendini gerçekleştirme yaşına gelmişsin hayırlı olsun:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. öyle mi dersin? ben kendimi bildim bileli hayatım 26 yaşında değişecek derdim, zamanım az kaldı; değiştirmeye gücüm yetecek mi bilmem..

      Sil
  5. Güzel şeyler olacak, emin ol. Sorgulamaya başladıysan, olacaktır. Bir yerlerden başlamak lazım sonuçta. Bir de 26 yaş.. İki sene önce ben de aynı şeyleri sorgulamıştım, bu herkesin geçmesi gereken bir dönem sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. böyle bi gülümsedim. aynı yollardan geçmiş, sorgulamış güzel şeylerle karşılaşmış bi insan var dedim. en azından bi örnek var önünde, bi güzel örnek var. sen niyetini temiz tut, gücün herşeye yeter dedim. olmazsa başınıza ekşirim (:

      Sil
    2. Olsa da olmasa da her zaman beklerim :)

      Sil
  6. senin bu söylediğinin aynısı bir öyküm var ya "frambuazlı hayat" adlı kitabımda. 30 yaşında, iki fakülte bitirmiş, bi oğlu var, özel şirkette, ekonomik durumu da çok iyi aile, kadının kendi ailesi de iyi, her şey yolunda, ama kadın hayatında bir sızıntı hissediyor. çünkü bütün toplumsal roller tamam. ama oğlu için anne babası için eşi için yaşadığını düşünüyor. kendi başına bir varlığı olmadığını. sonra da, ilerde emekli olayım, resme gidicem, felsefe bölümüne gircem, yelken yapcam filan diyor. :)

    hepimiz sorgularız bunları, bence sen depresyona girmişsin, geçer :) bizim ülke böyle işte. :) aslında hiçbir seçim bizim değil. :) ama biz bizim sanıyoruz. :) geçer işteee :) sorgulamalar olur ama hayat devam eder. içimizde bir ben daha vardıır :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ah diğp, moral oldu.. bunun için yaşıyo olmamalıyım; başka bi amacım olmalı ama ne diyip dolanıyorum. şu an hiçbişey yapmak gelmiyo elimden, gelene kadar kafayı yer miyim bilmiyorum. bence ben depresyona girmiş olsam çok iyi olur, o geçiyo çünkü eninde sonunda..

      Sil
  7. Hemen arkandayım Semmma.
    25 yaşındayım ve şu an hayatta bi beklentim kalmamış durumda.
    Çok güçlü sandığım Kendimle yüzleşiyorum. Ya da yüzleşmeye çabalıyorum. Hep bi belirsizlik çıkıyo karşıma. Nerdeyim kimim nasılım?
    Sadece şu evet aynı yollardan geçsem yine aynı okulu okur yine öğretmen olurdum. Ama o tercih listesini yaparken yine aynı listeyi hazırlar mıydım? Hayatıma yine aynı insanları alır mıydım bilmiyorum.
    Atandıktan sonra tepetaklak oldu hayatım. Elimde tek tuttuğum dal mesleğim. O da olmasa savrulup gidecekmişim gibi.
    Büyüyor muyum küçülüyor muyum bu ara bilmiyorum. Hayat zormuş ama. Öğreniyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. büyüyoruz ama eriyerek. mutluluğumuzdan kaybederek. negatif yüklenerek. iyi ki allah var da "demek ki hayırlısı bu, daha kötüsünden bu şekilde korunuyoruz" diye düşünüyorum. yoksa çıldırırdım bazen.

      Sil

 
;