ben sahip olduğum her şeyi çok seviyorum.
zannetmeyin ki sahip olduklarım beni germiyor,
üzmüyor, kırmıyor kırmadı.
tercihlerim yüzünden kendimi hiç sorgulamıyorum.
zannetmeyin ki prenses gibi büyüdüm;
zannetmeyin ki prenses gibi büyüdüm;
hiç travmam olmadı,
hep kendimi ifade etme özgürlüğü bulabildiğim alanlarda varoldum.
zannetmeyin ki sabrım sınanmıyor,
insanların bana ve herkese eşyası gibi davranıp
hükmedip kontrol etmeye çalışmasından
zaman zaman bunalmıyorum.
ama hepsinin üstesinden
her sabah yeniden başlamak üzere uyanarak geliyorum.
bunlar senin diyorum.
başka kimsenin değil, SENİN.
çemberinin içinde mutlu olmak
ve kıymet bilmek zorundasın.
çünkü yarın bir daha yürüyemeyecek diyebilirler senin için.
çünkü nefes alıyorum dediğin yerden
uzaklaşıp kimseyi tanımadığın yerlerde
kelimenin tam anlamıyla tek başına bir hayata başlayabilirsin.
çünkü hayalini kurduğun şeyler için
onlardan vazgeç diyebilir
ve diretebilirler.
çünkü sen bunların hepsini yaşadın.
ve sahip olmadıklarına üzülüp imrenmek yerine;
çünkü sen bunların hepsini yaşadın.
ve sahip olmadıklarına üzülüp imrenmek yerine;
eziğiyle çürüğüyle
sahip olduklarına kıymet verip
saygı göstermeyi öğrendin.
çünkü ne yapman gerektiğinden çok;
ne yapmaman gerektiğini öğrendin.
aile olmak, arkadaş olmak, evlat olmak,
aile olmak, arkadaş olmak, evlat olmak,
anne olmak çok zor.
hepsini aynı anda olmaya çalışmak çok daha fazla.
ama sanırım berilin üstünde yazan
süper gücüm bu benim;
ben sahip olduğum her şeyi çok seviyorum.