31.5.13 4 yorum

yüzümü güldürdün doodle (:


günlerdir mikroorganizmaya,
besiyerine,
petriye otoklav kokusuna bulanmış halde geziyorum.

google'ın u petrili doodle'ını görünce
bi vatanımdaymış gibi hissettim,
bi gugıl beni sahiplenmiş gibi.
mesleğime olan saygım arttı yeminle.

animasyonlu halini indirebileydim de
hep birlik bi ekim yapaydık.

gugıl!
çok tatlısın bebeyim!





29.5.13 3 yorum

merak ediyorum, ne yapacaksın benden sonraki hayatında?


içinde ıslık sesi olan bir candan erçetin şarkısı.

( içinden ıslık geçen
tüm şarkılar benimdir! )

bütün ayrılmışların hislerine tercümandır.
illa karşımdaki beni hala seviyor inanışıyla
bir "aklın bendeyken hala" demek gerekir.

o benle dalga geçmemişti,
ne yapsın fıtratı öyle diye kendini kandırırcasına
"o alaycı gözlerin eğlenerek bakacak mı başkasına"
diye sorulur.

başka birine aşkla bakabilme ihtimaline ise
hiç inanılmaz.

herkesin içinde olan
"o beni bikaç sene sonra görsün peheyy" umuduyla
bi yerde rastlaşıp rastlaşmayacak olmak deli gibi merak edilir.

acı falan çekmiyo bırakın,
bildiğin intikamcı..

mabel yorumu bile var!






10 yorum

ne olurdu benim olsa?!


tipini yidiğim!




28.5.13 6 yorum

kızın zekasına neden taktın? sen tübitak mısın?!

iki gündür kulağımda kulaklık,
sürekli oğuzhan'ın sesi.
 
 dinlemesem olduğum yere oturup
sonsuza kadar öyle kalıcam.

şu sıralar benim için
deli gibi bi enerjisizlikten
spor salonu aynası bulsa halay ordusu oluşturacak
kıvama getirebilen tek ses..
 
ol tugedır!


tıntıntın tıntıtın tıtıtı tıntıtın tıtıtı tıııııın..





 
24 yorum

buttercream bebeyim!





buttercream okuyucu!
nasılsın?

ben ne biçim de yorgunum.
gecem gündüzüm pasta yapmakla geçiyo.

bi süredir hayat akışım 
"uyan - dişlerini fırçala - yemek ye - işlerini yap - yat"
ekseninden
 "uyan - dişlerini fırçala - pişir - kes -  çırp - sür - 
şekillendir - süsle - paketle - teslim et - bilahare uyursun"
komutlarına endekslendi.

sebebi bilinmeyen bi kaynaktan dolayı
deli gibi sipariş alıyoruz.
 
günaydın kelimesinin yerini buttercream,
ne yesek sorusunun yerini
"hmm ağızda eriyen çikolata tadında şeker hamuruuğ!"
cümlesi aldı.

hayır düğünler domgünleri sürprizler
neden hep yaza geliyo anlamadım hiç.

ama şunu anladım ki
bu iş mutfağı atölyeye çevirmekle olmuyo,
pastane lazım!
var mı fazla pastanesi olan?
 (arada böyle paylaşımcılıklarınız vardır,
bilirim.)

 ne olursa olsun,
insanın mutlu olduğu yerde
(evet, mutfak. ya ne olacağıdı?)
mutlu olduğu işi yapması,
hayal gücünün verdiği gazla
geleceğe dair yine yeni yeniden planlar kurabilmesi
eylül kadar güzel!





 
27.5.13 4 yorum

biz büyür, dünya değişirken..


teoman yazıyo,
" kim dinleyecek kalbimi, bakacak yüzüme,
güzelmişim gibi sanki? "

candan söylüyo,
kim? kim? kim?

cevab veremiyoruz.

dinliyoruz,
anlıyoruz,
derin bi nefes alıp
hayat ne garip vapurlar filan diyoruz.

"ara"da şarkının başına takılıyoruz,
'megerse biz seninle ayrılmamışız, sen beni öldürmüşsün.' diyo.

çok konuşuyoruz.
 nerelerden nerelere geliyoruz.
burnumuzun dikine gidersek pişmanlıkla karşılaşacağımızı
aslında hiç hatırlayamıyoruz.

sevgisini kaybetmekten korktuğumuz insanın
ya kendisini kaybedersek diye ise
bi kez bile sorgulamışlığımız yok.

 "çok ayıp ediyorlar"la biten cümleler kurmak istiyoruz.
biz.



23.5.13 8 yorum

mahsur kaldım!

hangi akla olduğunu bilmediğim
bi hizmetle istanbul'a çav bella dedim,
denizaşırı yolculuk yaptım.

yarın sabah dönezektim,
işlerim vardı,
siparişler,
deneyler,
hedeler..

eğer seferler iptal olmasaydığ!

dua et okuyucu,
yarın sabah sefer olsun,
ne olur dua et..

22.5.13 8 yorum

bi sevdiğin varsa söyle, sonra mevzu olmasın..

sabahın köründen beri
 manyaklar gibi ordan oraya koştururken
yemek değil
mecnun dinleme molası vermek
benden başka hangi ayarsıza yakışırdı ki?!





21.5.13 14 yorum

altını çizdim - 3 idiots




öncelikle aamirciğime saygılarımı iletiyorum.

bi filmi onuncu izleyişinizde
hala kalbiniz burnunuzda,
ağzınız kulaklarınızda,
gözleriniz dolu doluysa
o film hayatınızın filmidir!

herşey iyiymiş gibi davranmaya öyle ihtiyacım vardı
ve dün ghajini'yi tekrar izledikten sonra
biraz mutluluk bünyeme o kadar iyi gelecekti ki
bugünün filmi olarak 3 idiots'u seçtim.

izlemeyen varsa diye başlamıyorum cümleye,
izlemeyen yoktur.
olmasın.
olmamalı!

hayatımın filmi 2009 yılına kadar
la vita e belle yani hayat güzeldirdi.
hayat güzeldi..

sonra bişeyler oldu,
hayat güzelmiş gibi davranmak gerektiğini öğrendim.
ve sloganı "all izz well" olan bi film buldum.

fanaa'dan tanıdığım aamirciğim de
işin içinde, ortasında, kalbinde olunca
yüzlerce kez izlemek bana mısın demezdi.

izledim, ağladım, güldüm,
dünyada ne insanlar var ya dedim,
etrafımdaki herkesin virüs tavırlı olmasına içlendim,
zoobi doobi diye şarkılar söyledim.
 ve dedim ki,
utanmasan ellinci izleyişinde altını çizeceksin.

yalnız şöyle bi not düşmek istiyorum;
duygu yoğunluğundan altını çizmek gelmiyo akla.
sen en iyisi bi daha izle okuyucu.

ps: i levye aamir khan!

başlıyor;


budala!
uçağı terkettim,
o pantolonunu unuttu.
hepsi rancho'yla buluşmak için!


rüzgar gibi özgürdü,
yükselen bir uçurtma gibi..


17.15te doğdum.
ve babam 17.16da mühendis olacağımı söyledi.
farhan. yüksek. mühendis.
ve kaderim mühürlendi.
ne olmak istediğimi
kimse sormadı.


kilobyte, megabyte
ve anneleri gigabyte'la tanış.


zamandan kazanak çin gömleği cırt cıtlıydı
kravatı kopçalı.
her iki eliyle de yazabilmek için kendini eğitmişti.


normal bir kalem uzayda işe yaramıyorsa,
neden astronotlar kurşun kalem kullanmadılar?


tüm düşünceler boğazına yapılan basıncın onu öldürüğü yönünde.
ya dört yıldır zihnine yapılan baskıya kim ne diyecek?


ailen için kazan, hizmetçi gibi kölelik yap
ve sessizlik yemini et.


bu aptalla evlenme.
o bi insan değil, bi fiyat etiketi.


annenle baban evlenmemeliydi.
dünyada besleyecek aptal sayısı iki tane eksik olurdu.


hayat onun için bir kar-zarar tablosu.
seni de kar olarak gördüğü için  yanında.

onu gördüğünde rüzgar kulağına bi melodi fısıldadı mı
eşarbın ağır çekimde havalandı mı
ay gözüne rüya gibi göründü mü?
aslında sen onu hiç sevmedin.

bu ülkede pizza 30 dakikada ulaşır,
ama bi ambulans..


bir eşekten uzak dur,
bir insana aşık olacaksın.


bize dik dik baktı.
sanki iki böbreğini istedik.


arkadaşın başarısızsa sen kötü hissediyosun.
arkadaşın zirvedeyse sen daha kötü hissediyosun.


onlar iş bulacaklar.
insanları makinelere tercih eden bazı firmalar bulunmalı..


karl marx tüm kaynakları paylaşmamızı emretmiş!


aynı isim. aynı derece.
aynı resim.
ama farklı bi adam..


a-ayva
b-balon
d-dana


diploma olmadığında ne güzel bi iş ne güzel bi eş,
ne kredi kartı, ne sosyal statü mümkün.
hepimiz okula diploma için gittik
o sadece öğrenmek için gitti.


beyinleri çok iyi para eder
çünkü hiç kullanılmamış durumda.


yarından bu kadar korkarken
bugünü nasıl yaşayacaksın?


farhan kardeşinle evlenecek!
stelik hiç çeyiz istemiyor,
ücretsiz! ücretsiz! ücretsiiiz!


ölüm döşeğinde pişman olacaksın..
mektubun elinde, taksinin kapıda,
hayatını değiştirmek için biraz cesarete
ihtiyacın olduğunu htırlayacaksın.


eğer beni reddederseniz pişman olmam,
hala hayatımda yapılacak işler var.


garip arkadaşlar önce doğruyu öğretir,
sonra yanlışı yaparlar..





9 yorum

güne iyi başlamak istiyosan uyanma.



güne iyi başlamak istiyosan uyanma.

kafana göre yaşarsan yalnız kalacağını,
burnunun dikine gidersen pişman olacağını
unutma.

günü güzel geçirmek istiyosan
kimseyle muhatap olma.

pişman olmak istemiyosan,
insanlardan bişey isteme.

yalnız kalmak istemiyosan, hayatına başkasını sokma.
nasılsa sonu aynı,
o varken yalnız kalsan daha mı iyi?


başkası olma, kendin ol.
gerçi her halinle güzelsin..

kimseye yalan söylemezsin de,
kendine asla söyleme.
 kandırıyosun sonra, öyledir böyledir
aslında düşündüğüm gibi değildir diyosun,
sonra düşündüğün gibi çıkıyo.
düşünerek beynini eskitmene ne gerek var.

conan'a olan aşkından vazgeç.
siz ayrı dünyaların insanlarısınız.
(bu arada sanırım kalbimin soyadlarıyla ilgili bi takıntısı var.
hayatım bi cohen'e takıntılı halde başladı,
conan'la devam etti,
şimdi tüm ilgimi khan'lara yöneltmiş durumdayım.
 sonu nereye varacak hiç bilmiyorum..)

sakın insanların hayatında yer edinip
sonra umursamadan çıkıp gitme.

hayatına başkalarının isteklerinin
tam tersi istikamette bi yön ver.

ama ümidini kesmeden yardım etmeye devam et,
hırs yapmadan yaşamaya,
kıskanmadan paylaşmaya.
ne iki kelimeyle eksilir insanın ömrü,
ne bi saatle.

hayatının hak edenlerine harcamayacaksan,
kimin için var ki bu ömür?
sorgula.

kendine iyi bak.


 terli terli su içme.

hatalıysan ara.
0507..


20.5.13 2 yorum

nasıl biter? nasıl? nasıl? nasıığl?!

yok,
sandığın gibi acıklı değil
neşeli bi ayrılık hikayesi bu.

ya da neşeliymiş gibi görünen şarkının
ta kendisi.


 zi: devotchka - how it ends




 
9 yorum

20 mayıs dünya kabak mücveri günüdür!



g'mornin okuyucu (:

ince sitemlerden, kalp kırıklarından,
vücut şişmelerinden,
sinirlerden streslerden çıktım,
adeta pazartesi sendromuna meydan okuyorum.

sabahın kör vaktinde okula gidişle
saat ona kadar tüm işleri bitiriş arasındaki
süper kahraman tam olarak benim!

 bahar şenliklerini allah bildiği gibi yapsın.
havaideymişiz, vegastaymışızcasına
bangır bangır müzik çalıyo.

hayır hadi ben krem dö la kremim,
laboratuvar var sessiz sakin çalışırım da
ders dinlemeye çalışan onca sabinin hakkını
nasıl ödeyeceksin pavır türk standı?!

bu sebepten mütevellit
güne baş ağrısıyla devam etmek durumundayım.
inanır mısın klavyede yazdıkça
tuşlardan bas geliyo.

ama enerjimi düşürüyo muyum?
yok.


 op op op op
oppan ergen stayl!
okul kezban dolmuş.
anası kalk ekmek al dese almayacak onlarca türk genci
sabahın dokuzunda konser şeysinin önüne birikmişler.
bu arada yurdum kızlarındaki
alttan çıtçıtlı badiden
kolsuz bluz-şort-parmak arası terlik kombosuna geçiş hızı,
takdire şayan.
adeta coyote.
yanlarından mip mip diyip koşasım var.

koşmak diyince,
arada amoğa bağlamak lazım sanki.
pazartesi günü bu kadar enerjim olduğundan,
bütün küfürlerinizi sakince dinleyebilirim.



ama bazenleri amoklar gibi
duymadan, görmeden, saldıra saldıra koşmak istemiyo değilim.

neyse ki isteklerimi dizginleyen insanım.

eve gidip çorba yapayım,
kendi girdabımı oluşturup eğleneyim,
sonra ters döndürüp mutlu olayım gibi
ütopya dışı hedeflerim var.
 
bu arada 20 mayısı dünya kabak mücveri günü ilan ediyorum.
 hayır, istediğimden değil.
bence bugünün anlamı bu.





19.5.13 20 yorum

hayatı tespik yapmışım, sallıyormuuşum..

cuma günü
bugün kendimin olsun,
mutluluk günü ilan edeyim dedim.
desteklediniz, eyvallaa eyvalla.

peki neler yaptım?



her mutlu olmak isteyen kadının aracı
saç boyası günün başlangıcı oldu.

ve en eğlencelisi;
her saç boyası gibi
bu da istediğim sonucu vermedi.
(çok şaşırdın dimi..)
çünkü ben de en az her kadın kadar
bi avuç saç boyasından doğaüstü tepkimeler bekleyecek kadar
hayalperesttim.

burdan saç boyası üreticilerine seslenmek istiyorum;
erkeklerin intikamını böyle mi alıyonuz?
illa iki üç sefer uğraştırmak
zorunda mısınız ayten?!

sonra eksik beyinlilik örneği göstererek,
uçlarını boyadığım saçların
uçlarını bi güzel kestim.

aman zaten tutmamıştı,
azıcık alayım bi daha boyarım dedim
ruh halime göre şekillendirdim.
pek bi halta benzemedi.
ruh halim karmakarışıkken başka ne olacağıdı..

ömer çelakıla dönmediğime dua ettim,
fönleyince güzel oluyo falan diye kendimi kandırarak mutlu oldum.
arada böyle saflıklarım olmuyor değil.



biriniz cake pops kalıplarını dene de görelim demişti,
denedim,
sonra daha fazla.
ve daha fazla.
az daha zorlasam apartman değil
mahalle doyardı.



bonibon butik pasta'nın siparişi içün
krokan yapmalıydım.

önce bi stres atma seansı düzenledim,
bu anam için, bu babam için diyip
kilolarca fındık kırdım bildiğin.
kafasını kırmak istediğim insanları düşüne düşüne.

pambuk gibi olduktan sonra
sıra karamele geldi.
içine düşmemek için kendimi zor tuttum,
ama bu bi siparişti ve hijyenik olmalıydık.
kimse içinde semmma dnası bulunan bişey yemek istemez.
arada böyle sorumluluklarım vardır.

bi de krokan tezgaha yayılıp kaldırılan bişeymiş,
kimbilir dışarda yapılanlar nerelere yayılıyo.
oğ diyır..
hayal gücümü çok zorlamak istemiyorum,
yemeyin dışardan krokan felan.


bi sipariş daha geldi,
adeta ruh halime hitap eden bi tema belirledik,
engıri bördz!



insanlar mutlu oldu,
berk mutlu oldu,
annesi mutlu oldu,
ben mutlu oldum.

allah ne verdiyse'nin zebra kek tarifini de denedim.
yapmadan önce
çilekli keki sevmediğimi farketseydim iyiydi.

sadece mısır-soda-çokokrem üçlüsüyle beslendim.
bu süper kombonun patentini alıp
dünyayı ele geçirmeliyim!
ne pahasına olursa olsun!

gün benimdi,
herşey istediğim gibi olmalıydı.
hatta istediğim herşey de benim olmalıydı.
üç küpe daha ablasının kucağına geldi!
laheyya!



bi mayoya bakıp ağlamışlığım,
bi mutluluk paylaşıp pişman olmuşluğum da olmadı değil.

 olsun,
hayat bu.
herkes mutluluk paylaşacak kadar geniş yürekli olmayabilir.
 tespik yapıp sallamak lazım.





18.5.13 6 yorum

bir adım kalmalı geriye, kırılmış şeylerin nihayetinde..


başka kaç şarkı
kaybetmek için çok erken,
sevmek için çok geç olduğunu
bu kadar güzel anlatabilirdi?

peki başka kaç kişi
ali atay kadar dokunabilirdi insanın içine?

insanlar böyle kalp kırmayı nerden öğrendi?
(bkz: kafa karışıklığından doktor ötkere bağlamak)

hava bu kadar güzelken,
mutluluk günümden çıkmışken hasarsız,
sabah neden dilime bu sözler dolanarak uyandım?

bilinçaltımın ağzını kırayım.



17.5.13 12 yorum

bugün benim günüm!


g'mornin okuyucu!
naber?

sabah kalktım,
(ki insanlar öyle yapar..)
 dedim ki bugüüün senin günüüün
ama onu da mahfetme.
(bkz: edepsiz komedya) 

kendime ayırmaya karar verdim.
dertsiz, sıkıntısız,
on saniyede bi kendime
"şimdi ne yapmak istiyosun?" diye sorduğum.
o kadar soranım yok ki,
on saniyede bir üç gün boyunca sorsam
bünyemdeki açık anca kapanır.

akşama sana bi
neler yaptım da mutlu oldum postu hazırlarım.

şimdi başlamak lazım,
kımon bebeyim!



(akşam zırlayarak dönücem,
ben sana diyim.)



15 yorum

:* öpücükler vol.14


:* zıkkım püskevitleri.
acıkanı doyurur,
doyanı şişmanlatır.


:* şu hayatta bi kere bile kornettonun bedavasını
hediye almışlığım yok.
zalımsın algida.


:* eğer zamanında ateş bulunmasaydı,
emin ol günümüzde
bileğini avon katoloğuna sürten kadınlar tarafından keşfedilirdi okuyucu.
ben böyle hırs görmedim.


:* kirpiklerim dökülüyo.
bi bilim insanı olarak ben havalardan diyorum,
kargaya yavrusu anka görünen olarak annem
nazardan diyo,
hayat şartları stresten diyo.
genel olarak kirpiklerim önünü alamadığım bi şekilde dökülüyo.
oysa saçlarından uzun kirpiği olan insandım ben,
kapattım mı utanmasa burnumun ucuna gelecekti.
neden intihar ediyolar bilmiyorum ama
çok üzülüyorum çok..


:* semmmadan
nutellayı alııın
geri neyii kalır kiii..


:*  bücür cadı vardı.
anasıyla burnunu tokuşturuyodu,
çay tepsisine bakıp geleceği görüyolardı.
sonra bu semmma neden normal değil.
lamiaya üzülüp luz klaritaya ağlayıp
kaygısızlara gülerek geçti senelerim.
çocukluğuma tüküreyim.

:* hayatta hiç biiir şeyiiim
az olmadıığ
senin kadaaaar..


:* okulda biri bana çayır ağası diyip duruyodu.
aylar sonra öğrendim ki
çayır ağası bildiğin eşekmiş.
çok üzüldüm nan.
denir mi hanfendiye öyle şeyler..


:* huzurlu bi yere ihtiyacım var.
kimsenin olmadığı bi yere.
piknik olur, yemek olur, kahve molası olur.
negatif cümleler kuran ve sadece eleştiren
hiç yardımcı olmayıp tek amacı tekere çomak sokmaya
çalışmak olan insanların olmadığı bi yere.
birinin bana huzurun tanımını
"yaşatmasına" çok ihtiyacım var okuyucu.


:*  bu aralar başladığım herşeyi yarım bıra



16.5.13 6 yorum

wişlist


dicen ki bundan önce wishlistler hazırladın da
ne oldu?
hangisi gerçekleşti?
salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk bile diyebilirsin.
ama hayal etmek konusunda çok azimliyim..

öncelikle gönderilmesi gereken hediye paketlerini
biri vakit bulsun benim yerime yollasın istiyorum.

sonralıkla tam olarak bi vespam olsun istiyorum.


ama olsa kullanamam,
bu yüzden dilek hakkımı smarttan yana kullanayım
en iyisi boşa gitmesin.
(kabul olacağından bu kadar da emin..)

ve bir cam hazneli kiçıneydim olsa,
mutfağın bi köşesinde dursa,
 mutluluğu zerre kadar önemsemeyen insanlar
"elin yok mu? sen çırpamıyo musun?" demese.

tamam, bi tatil parası versek
ama ben iki günlük tatil yerine
bi ömür mutlu olsam,
insanlar bencil olmasa,
bazenleri "tamam, sadece sen mutlu ol" diyebilse.
bi kerecik bile dese hatta.
ya da benim beklentim kalmasa,
hayatımı bi başıma geçirsem.

tamam, cam hazneli olmaa saa daa oluuur
fiyu fiyu fit fiyu!
(yaşasın yalıın!)


sonra tam olarak bir ear cuff'a ihtiyacım var.
ebet, yemek yemek kadar ihtiyaç.
 sen hayatında hiç ear cuff'a ihtiyaç duyan insan tanıdın mı okuyucu?!
 
ear cuff almışken,
bi de bunu istiyoğğrum!


sallana sallana,
saatte iki lokma hızında yemek yiyen insan olarak
bu yemek masasını da ekliyorum vişliste.


ekranın içine dalıp oturasın gelmedi mi okuyucu?
doğru söyle allasen.


sonra buddy'yle ortak pastane açalım istiyorum.
tamam, hedefi yüksek tutan insanım
ama bana olmaması için bi sebep söylesin.
(badi,
bloğumu takip ettiğini biliyorum.
teklifimi kabul edeceksen, diskavırideki programlara çıkmam
şimdiden anlaşalım.
selametle, semmma.)


bir kızım, bir zebram olsun istiyorum.
aahh hayat ne kadar güzel olurdu..

bu dilek listesinin
bi de şarkısı olsun.



gerçekçi olmak gerekirse

(ki bence şu hayatta son gereken şey budur.)
üzerinde sema selçuk yazan,
bitmiş bir tez kitabı lazım.

tamam, kimsenin benim için böyle bi iyilik yapmayacağının farkındayım.
arada böyle etrafımdakileri tanırlıklarım vardır.

en iyisi gidip kendimi kütüphaneye zincirlemek.
önümüzdeki iki gün içinde benden haber alamazsan,
kendimi ansiklopedi raflarına kaldırmış olabilirim
ara bul okuyucu.
ne pahasına olursa olsun!





12 yorum

bkz: zamanı rahat bırakamamak..


 zaman hiçbişeyin ilacı değil.
hiçbir şeye iyi gelmez.

sadece bazı olayların üstünü örter, önüne set çeker.
sen onlar hiç olmamış gibi yaşamayı denersin.
ama sakladığın acılar muhakkak ortaya çıkacaktır,
bu gerçeği görmezden gelmek hep daha kolay,
dimi?

sürekli zamanı geri almak istersin.
çünkü düzeltmek istediğin hatalar,
tekrar yaşamak istediğin güneşli günler,
uzatmak istediğin bi ömür vardır.
çivi çakarcasına.

bazen de durdurmak..
bulunduğun anda sıkışıp kalmak.
aynı tablonun figürü olmak sonsuza kadar.
çünkü gelecekten korkarsın.
önün karanlık, engebeli, sonu belirsizdir.

 geçmişi getirmek de geleceği durdurmak da eliniz değil,
ama sen buna inanmamayı tercih edersin.

bilmediğin bişey var ki o da
en mutlusunun anın kıymetini bilenler olduğu.
onlar geçmişin de geleceğin de sahibi.
 bazılarıysa zamanın ta kendisi.
ve her insan,
zamanın dünya üzerinde bıraktığı birer yara izi..



15.5.13 2 yorum

aşk bitti..

 üzüm gibi şarkı.
üzüme düşmek gibi.
sarhoş eder gibi.
biten aşkı çok geç farkettirir gibi.
aslında bi numarası yokmuş ama
manası da tam anlaşılamayacak kadar gizemliymiş gibi.
dinleyenin içini öyle bunaltır ki
adam gibi cümle kurdurtamayacak gibi.


belki uyuyamayazsın, leyla the band takılır kulağına..





13.5.13 6 yorum

tüm bahaneler küpe almak içindir ve mürekkep iyi ki vardır.



bence en büyük hediyeyi
hediyeyi alan hak ediyo okuyucu.

mesela anneler gününde anneye hediye alırken
tamam doğurdu alıyoz da
e ben de doğdum neden kendime almayayım
üstelik ona hediye almam bile kendimi sevindirmem için
yeterli sebep diye düşünmeden edemiyorum.

hayır, bahane aramıyorum.
indirim çılgınlığına yakalanmış değilim.
anneler günü sezon başına denk geldiğinden de değil.
tamam, abartmadım.

üç çift küpe kapıverdim
bayıldığım koton takı duvarlarından.

güzelce hediye pakedi yaptırdım,
sağ elimle tutup sol elime takdim ettim.

şimdi de adeta bir deli dürtmüş edasıyla
üç çifti de takıp yattım.
(bkz: gündüz biricit bardo gece yıldız tilbe)
 
üstelik öküz gibiler,
en önemlisi de pijamamla hiç alakaları yok.
adeta ingiliz asilzadesi olduğumdan ötürü
böyle detaylara çok dikkat ederim.

mesela sırf saten çarşaftaki kırışıklık
gece beni rahatsız eder diye çarşafsız yatarım.

gece kitabının altını çizmekte kullanılan kalemin
yastık kılıfıyla uyumlu olmasına dikkat ederim,
nasılsa onun üstüne akacak ben uyuyunca.
uyumsuzluğa tahammülüm yok.

elimde kahveyle yatağa girmişsem depresyon hırkası,
neskuikle girmişsem davşanlı tişört giyerim.

eşitlik olsun,
asimetrik gözükmesin diye uyurken tek taşı sağ elime,
alyansı sol elime takarım.
sabah kalktığımda özlemiş oluyolar birbirlerini,
buluşturuyorum.

neyse,
şimdi karakterimin mükemmel özelliklerinden
daha fazla bahsetmenin gereği yok.
arada böyle mütevazılıklarım vardır.

küpelerime sarılayım da yatayım.


 

 
 
;