30.4.12 2 yorum

Parmak gökyüzünü gösterirken sadece aptallar parmağa bakar

ebet tatlım. 
parmagin gökyüzünü gösterirken aptallar senin fikrinle değil parmağınla ilgileniyo. 
ufukta birilerini mutlu etmek icin planladığın bisy var,
 uzun zamandır uğraştığın projeyle ilgili bı buluşun var, 
almak, yapmak, vermek, paylaşmak istediklerin var. 
ama bu konularda ilgisi çekilen kisi yalnızca manikürüne bakıyo. 
adalet mi bu?
29.4.12 3 yorum

hallucinations'ın mimi

hallucinations beni mimlemiş,
teşekkür ettim minnet duydum(:
heman geçiyorum cevaplamaya

1.Ruhunuzun rengi nedir?
mevsimine göre değişiyo sanırım.
sonbaharda kahverengi.
kışın lacivert.
bu bahar mint rengi,
yaza allah kerim(:

2.Maddiyat mı Maneviyat mı?Sıralama yapınız.
Maneviyat. 
Sıralamayı ise ben bu şekil yaparım, bu bu şekil yapar bu şekil yapar.
1- huzur
2-sakinlik
3- gerginlikten uzak olmak
4-yaşam kalitesi
5- göz zevki.

3.Hakkınızda bilinen yanlışlar

önce pazarlığımı yapayım, herkes ne biliyosa döksün ortaya.
şaka şaka bekleyemem o kadar.
bazıları ay ne güzel kız diyo, yanlış tatlım. sen bi de beni yataktan kalkınca gör. bonus gibi.
gözlerimin orjinal olduğunu sananlar var, e eh. eşekten nakil onlar.
çalışkan sanan bazı insanlarla karşılaştım, idolümün patrick star olduğunu bilmiyolar tabi(:
 yanlış biliyosunuz diye saygısızlık yapmak istemem sonuçta beyinlerini benimle ilgili gereksiz bi bilgiyle doldurmuşlar ama, bi daha düşün tatlım.

4.En Sinir Olduğun Üç Şey:
1-gereksiz gerginlik
2-sıcak kahvenin soğuma süreci
3-anlamamakta ısrar eden insan


 
 
11 yorum

helva yapsanaa

modelini hiç beğenmediğim
(ne halt yemeye aldın o zaman?)
ama tek bi çiziği bile olmayan taş gibi bi ayakkabım vardı
bi de desenini sevdiğim tokalarım
sıcak silikonum da olunca kalktım helva yapmaya.

3 yorum

sıngır bıb kırı şırt

(evet kalbimin prensini merak edenler, buyrun.)
nickelodeonlu zamanlardan beri vaktinde uyandığımda takip ettiğim,
tam olarak şu an şu saniyede cnbc-e'de yengeç restoranın 171. yaşının kutlandığı bölümü izlediğim,
izlerken blogla ilgilendiğim için süngerbob'u aldatıyormuş gibi hissettiğim.
(oha pink şarkı söylüyo sünger bob'da! oh god! hayattan daha ne beklentim olabilir?!) 
bence türkçe dublajın en iyi örneği. hastasıyım. 

demin dedim ki sayın sema, hiç kullanmadığın o topuklu ayakkabıların postunu hazırlıyosun da hayatının anlamı sünger bob için neden bişey yapmıyosun he?

bu gerçek yüzüme bi tokat gibi inmediği için kendim okkalı bi tokat attım sağ yanağıma. şimdi milyonlarca sayfa sürecek bir sponge bob yazısıyla karşınızdayım. eğer monitöre yamuk bakmıyorsanız tabii.

şimdi işe bilmeyenler için tanıtarak başlayayım.
SÜÜNGER BOOOB (çıtçıtçıt.çıtçıtçıt.(gerçek kesit'teki daktilo efekti))
her sabah yengeç burger restoran'a işine gitmeye haaaazır haaazır olan süper kahraman. 
bir ananasta yaşıyor. 
çok sempatik de bir ev hayvanı var, garry. zeka küpü bi sümüklü böcek.

üzüldüğünde kendini yere atıp sıkılmış sünger efektiyle ağlıyor, 
ya da vücudunun hacmi eksilmesin diye gözyaşlarını yutuyor. bu kadar tasarruflu. 

yüzlerce kez sürücü kursuna gitmiştir fakat tekne kullanmayı bir türlü öğrenemez.
doğal davranmak istediğinde bildiğin bulaşık süngeri görünümüne bürünür.

falcıya gitmeyi sever.
bi de falcısı var ki evlerden ırak. gelecek yıl herkes bir yıl yaşlanacak falan diye tahminlerde bulunuyor.
denizin dibinde yaşar ama yüzme bilmez.

bu denizin dibi de enfes bi yer ayrıca. yağmur yağıyo, ateş yakıyolar, şimşekler çakabiliyo. suyun altında ayrı ayrı plajlar var falan. düşünenin çizenin eline sağlık.  bi keresinde cankurtaran olarak iş buldu. havuza atlayıp bütün suyu çekerek herkesi kurtaracak kadar kreatif. oldukça da ciddiyetsiz.

hayatının sloganı; "yarın yapabileceğin işi asla bugünden yapma"dır. denizkızı adam ve midye oğlan, en sevdiği sinema kahramanları. bi bölümde onların filminde rol almak için bir yarışmaya katılıyo. haber spikeri olan balık kazananın ismini sıngırbıb kırışırt diye telaffuz ettiğinde başkası sanıp bir kahroluşu var ki..aman yarabbi..
 
pek cimri bir patronu vardır. mr crab. bi bölümde süngerbob mr.crab'in evini boyarken ilk kazandığı, duvara astığı iki doları yanlışlık boyayıp onun yerine kendisini asar. bay yengeç ne yaptığını sorduğunda hiiç takılıyorum diyebilecek kadar da düzdür.
en yakın arkadaşı, hatta tek arkadaşı patrick star. bu sayın karakter ayrı bir post konusu olmakla birlikte, kendisinden bahsetmeden geçemiciim.  
salaklık sınırlarını zorlayan, bi taşın altında yaşayan, tehlikeli denecek derecede komik yaratık. gördüğünüz anda birşeyler yemeyi kesin. ağzınızdan püskürebilir. sıradan bir güne nasıl başladığıyla ilgili bir bölüm yapılmıştır, hakkında tanımlama, cümle kurma yetisine sahip değilim(: 
patrick benim to do list'lerimin ilham kaynağı.
uzun uzun maddeleri olanların değil, tek maddesi nothing olanın:)

dengesiz bi şizofren. alnını göremediği için psikoloğa gider. biri söylediği birşeye aptalca dediğinde, "aptalca olabilir ama aynı zamanda salakça da." diyerek aslında çok özellikli olduğunu anlatmaya çalışır. duvar saatiyle kol saatinin ayrımını yapamaz. şınav çeken sünger bob'a "hey süngerbob yeri itmeye mi çalışıyorsun?" diye sorar.  sünger bob hatalar combosu yapıp hepsi benim suçum patrick'e gideyim de beni teselli etsin dediğinde süngerbob'un suratına bakıp "hmmm sanırım hepsi senin suçun" diyebilecek kadar duygusuz. hakkında ne söylesem boş, idolüm!
dizinin diğer kahramanları hakkında bişeyler yazmak istemedim şimdi bak. patrickle bob'a ait olsun istedim bu post sadece.
çocuklar için değil kesinlikle, çocuk kalanlar için falan da değil basbaya büyük kocaman adamların anlayacağı düzeyde esprilerden ibaret. yetmiş yaşıma kadar yaşarsam hala izliyor olmayı planlıyorum.
 sizlere yeni nesil açılış ve kapanış müziğiyle veda ediyorum tatlım(:



28.4.12 1 yorum

clutchlarınızı çiçekleyin

düz clutchlarımızdan sıkıldık
malum bahar geldi yaz geliyo.
sonbahar kış havasından çıksınlar istiyoruz
ve hemen kumaştan bi çiçekle çözüm buluyoruz(:




2 yorum

the blower's daughter

 senelerdir aynı şekilde dinliyorum.
hem kahrolarak, hem salak salak sırıtarak.
içine düşüyorum.
yüzümü avuçlarımın içine alıp.
sakin, yılgın, ama isyankar.
  başında uyarı olmalı bu şarkının,
az sonra çalacağımız parça kırık kalpliler tarafından dinlenmesin diye.


and so it is just like you said it would be. life goes easy on me most of the time. and so it is the shorter story. no love, no glory. no hero in her sky.i can't take my eyes off of you... i can't take my eyes off you... i can't take my eyes off of you... i can't take my eyes off you... i can't take my eyes off you ...i can't take my eyes... and so it is just like you said it should be we'll both forget the breeze. most of the time. and so it is the colder water. the blower's daughter. the pupil in denial. i can't take my eyes off of you... i can't take my eyes off you... i can't take my eyes off of you... i can't take my eyes off you... i can't take my eyes off you... i can't take my eyes... did i say that i loathe you? did i say that i want to leave it all behind? i can't take my mind off of you... i can't take my mind off you... i can't take my mind off of you ...i can't take my mind off you... i can't take my mind off you... i can't take my mind... my mind...my mind... 'til i find somebody new..
2 yorum

to do list - 4

-kendini bölünerek çoğaltmaya çalışma. bırak. yettiğin kadar.

-her sabah bi rubik küp çöz

-ayı yavrusu sev. severken öldürme.

-bi evsizin derdini dinle. yapabileceğin ne varsa yap.

-saçını platine boyat, yakışmadığını gör ve kazıt. kafanın şekli güzel.

-emeğini ve paranı yalnızca hayatın boyunca görmek istediklerine harca

-kırmadığın, hatta seni kıran insanlardan özür dile. belki onlar da denerler.

-bi tekneyle açıl, açıl, açıl, açıl ve atla!

-bin tane pastel boya al. önüne gelen çocuğa dağıt.

-gelmiş geçmiş en iyi golleri izle

-yeryüzünde dıgıdık dıgıdık diye ses çıkaran tüm topuklu ayakkabıları imha et.
27.4.12 3 yorum

floral again

bi önceki postta da dediğim üzre, 
bu postun içeriği 
floral aksesuarlar ve diğer parçalar
he nedir bu diğer parçalar?
dingil, rot, balans, vites kutusu.
 



forever 21'de 19.80 dalırs.
verdiğin paraya otuz kere değer.











 





neiman marcusta satılıyomuş, 118 dalırs istemişler.
peh.
beş dakkada yaparız bunu biz.







 


miss selfridge'de 10 öyro.
ay ne tatlı.








 
asos'ta 16 tl.
ilk tl cinsi para birimi mi bu?
halbuki türkler dalın gülün on numarasını bilir
üretseler ya.


 



tophsop'ta. 8 tl
başka renkleri de varmış amma lakin ki ben görmedim.










 




valentino'da 1600 dalırs










 



bir stella mccartney
1100 dalırs.
1099 olmadığı için kutlarım sayın stella.






 

 
 
philipp plein dostum ne yaptın sen.. mükemmel ki bu. hem de saadece ve sadece 4500 yüro.
 üstelik  üç değil  iki değil  iki buçuk hiç değil  yalnızca bir tane.





 

japonca yazmışlar valla anlamadım nerdedir ne kadardır(:
ama çok sevimli yav.












 
aldo'da  15 avroymuş
bu desende kurdela bulunursa
renk renk yapılabilir.









juice coutoure 38 dalırsa satıyomuş.
bana da alsanıza yav:(




















26.4.12 7 yorum

çiçekler her yerde!

  şimdi ilk evvela ben öyle her çiçeği sevmem.
papatya en birincidir, sonra da lilyum.
(herkesler benim sevdiğim çiçeği merak ediyodu evet.)
bi ara papatyalı hırka yapmıştım kendime, 
olur olmadık yerde boncukları dökülüyodu
(bkz: beceriksiz)
bu sene hiç uğraşmaya gerek yok
floral desenler her yerde!
gördükçe içim açılıyo,
hatta etrafımdaki bazı kadınları otluktan odunluktan çıkarıp 
çiçek bahçesine dönüştürdüğü için 
 minnettarım bu akımın öncüsüne (:
 her zamanki gibi ayakkabılarla başlıyoruz:)
 



 şaka be şaka. böyle ayakkabı mı olur. saksı bu.
















çok zarifsin bebeyim.
 (Friis & Company Pumps Cicely)
50 öyro









neyle giyilmez?
he söyle neyle giyilmez?
herrrşeyle uyumlu bi kere.
jersey floral skimmer
15 dalırs

















ben bunu giysem bi de arkama tahta kasa bağlasam
at arabası sanarlar heralde.
asos ablaze super high wedge
109 dalırs














rüya gibi..
jorge bischoff
169 dalırs






sıradan ama uyumlu.
aferin.
rocket dog monica
15 yuro










giuseppe zanotti
429 avro











witch shoes!
benim tarzım değil ama beğenenler için
dolce&gabbana harriet leath
375 öro






geçelim elbiselere..




alice&olivia'da bu 395 yüroymuş.















oh god!
çok güzelmiş yahu.
talbot runhof bunun bedelini
898 evro olarak belirlemiş.












bu da pek sevimli pek hanım hanımcık.
bluegirl bluemarine'de 735 dalırs.
paran kalırsa yukardaki krem renkli babetlerden de al bence.










sayın dolce ve gabbana?
bu nasıl bir vücut şekli sorarım size.
(onlar da şimdi cevaplayacak evet)
kırmızı soğan mı o üstündekiler?
he bi de 979 eyroyu bunun nesine istiyosunuz?






 aşık olmuş olabilirim.
bayıldım...
coast florena 160 auro istemiş.
helal olsun.










aksesuarlar ve diğer parçalar bi sonraki postta
25.4.12 3 yorum

nilüfer - müslüm gürses. önyargılı olma tatlım.

bu aaaaah eden insanın şarkısı. 
tek nefeste 
herşeyi al bana beni geri ver bir şansım olsun diye bağıranın.
 başka yer, başka zaman, sensiz ömrüm olsun derken 
şans isteyecek kadar kafası karışmış.
hatalara bi nilüfer sevgisizliğe kocaman bi kalp verebilen insanların şarkısı.
unutmanın ya da hiç yaşamamış gibi yapmanın ağırlığını
kaldıramayacak kadar güçsüz insanların.
"yokluğuma emanet et sen de benden kalanları" demekten başka çaresi olmayanların. 
bittiğinde yaşattığı nefes almama süresiyle birlikte elli dakika.
baba dediğin böyle mi yapar sayın müslüm?
yayında ve yapımda emeği geçenlerin ağzına tükürsünler.

 nefes mi alamadın?
daha hafifini dinle öyleyse..

2 yorum

nereye kadar?

 
bazen ne kadar ciddi şeyler yapmaya ihtiyacın olursa olsun 
eğlence olmaktan çıkamazsın.
insanlar seni aptal yerine koyar,
susmaktan başka yapacak hiçbirşeyin olmaz.
yaşadıklarına daha kırıcılarını ekleyerek nereye kadar gidebilirsin?
ya da bişeyi unutmaya çalışırken unutmanı gerektirecek başka bir olay görmene rağmen ne kadar daha bakabilirsin?
cevabın var mı?
bana da anlat..
24.4.12 3 yorum

sinirliyiz.


23.4.12 12 yorum

kadınlar bunalımlarına göre üçe ayrılır/kremolu muffin

niye üçe ayrılır diceksin.
çünkü benim en sevdiğim sayı üç.
bu postu da ben yazdığıma göre istediğime ayırırım.
niye üç diceksin.
çünkü her sorunun cevabı gibi. bak şimdi
-napıyosun?
+üç.
-ne düşünüyosun? 
+üç.
gördün mü ne tatlı bi cevap.
neyse konuya dönelim. 
kadınlar bunalım zamanlarına göre üçe ayrılıyo tatlım
birinci grup kendini değiştirmeye çalışıyo
bıkmış çünkü karşısındakiler değişmemiş hiç
gidiyo kuaföre, gelsin o saç rengi gitsin bu saç modeli.
sonra vay kuaför kafasına göre takıldı
vay ben kremalı tarçınlı kapuçino rengi istemiştim
bu sıcak çikolata rengi yaptı pof.
ikinci grup temizlik yapıyo.
bu kadın her daim mutsuz olmaya mahkum
niye? çünkü o temizlicek arkasından dağıtıcaklar.
yorulduğuna değdi mi yavrum?
(burda hep birlikte bağırıyoruz)
haaaayııııırrr.
üçüncü grubun temsilcisi benim.
kendini mutfağa atan.
bu grubun insanları girer mutfağa pasta börek yapar
eserlerini insanlar yer mutlu olur
ama bir sönen sufle, bir kabarmayan kek, 
bir yanan börek görmemesi lazım.
işte o intihar sebebi bu bunalımın içinde.
neyse ben de girdim uzun zamandır denemediğim bi muffin deneyeyim dedim
(dediğimi yaparım.fazlasıyla.)
sonra dedim aa hiç denemediğim bi krema var burda
aman yarebbim tadı enfesto!
 çok becerikli değilimdir,
buna rağmen enfesto!
tarifini istersen de veririm hiç çekinmem.
sevmem öyle aa bu tarif bana kalsın diyen ablaları da hiç.
neyse binlerce süsleme aparatım olmasına rağmen
kremalardaki şekilsizliği farketmişsindir.
aaah ah. iç dünyamın yansıması kuzum..
sonra da dedim aa bu krema böyle olmaz renklendireyim.
bordo yapayım koltuklara uyuyo.
(duyan vernikleyip vitrine koyucam zanneder.)
üsttekileri de boyamıştım ama çok pasteldi renkleri,
belli de olmadı ne yerken ne resimde.
sonra da dedim bi de kakaolusunu yapayım
sonuç olarak bin beşyüze yakın kremalı muffinim var.
yer misin?
 
;